Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Çocuklar genellikle bezden tuvalete geçiş dönemlerinde veya duygusal olarak zorlandıkları herhangi bir yaşam evresinde kaka tutma davranışı gösterebilirler. Bu çocuklar kakaları geldiğinde onu tuvalete yapmak yerine, vücutlarındaki boşaltımdan görevli kas sistemlerini kullanarak kakalarını geri itmeye çalışırlar. Ancak çeşitli nedenlerle kakasını tutan çocukların ebeveynleri, çocuklarının gösterdikleri inatçı ve ajite durum karşısında oldukça zorlanırlar.
Kaka tutma davranışı, çocuğun bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde kaslarını kontrol ederek kakanın dışa atımını engellemesi olarak tanımlanır. Bu nedenle çocuklarda inatçı bir şekilde kaka tutma davranışının görülebilmesi için öncelikle, çocuğun boşaltım sistemindeki kas gelişiminin yeterli düzeyde gelişmiş olması gerekir. Boşaltım sisteminde yeterli düzeyde gelişimi sağlanan kasların çocuk tarafından yavaş yavaş kontrol edilebilir hale gelmesi de bu durumun başlamasında diğer bir ölçüttür.
Çocuklarda kaka tutma davranışı genellikle çocukların kas kontrolünün gelişmeye başladığı 1-3 yaş aralığında meydana gelir. Ancak bazen bu durum, gelişimsel sürecin dışında seyreden ve farklı sebeplere dayanan bir kaka tutma problemi olarak daha sonraki yaş dönemlerinde de görülebilir.
Çocukların gelişimsel dönemleri içerisinde 1-3 yaş arasını kapsayan dönem, anal dönem olarak tanımlanır. Kaka tutma davranışı da öncelikle çocukta kas kontrolünün oluştuğu 1-3 yaş aralığında yani anal dönemde meydana gelir. Anal dönemde çocuklar kasları, bedenleri ve davranışları üzerindeki kontrollerini fark ederler. Bu kontrolü sağlıyor olmak çocuklara haz verir.
Kontrolü ellerinde tutmak ise çocukların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlar. Bu yüzden gelişimsel olarak bu yaş döneminde çocuklara istediği oyuncağı kendi seçmesi, uygun seçenekler arasından giymek istediği kıyafete kendi karar vermesi gibi kontrolün onlarda olabileceği alanlar yaratmak gerekir. Ancak yaş düzeyine uygun biçimde gerekli kişisel kontrolü kendilerinde hissedemeyen çocuklar, kaka tutma eylemiyle kaybettikleri kontrolü sağlamaya çalışabilirler. Bu yüzden kaka tutma problemi sadece yaş dönemiyle ilişkili olmasa bile 1-3 yaş aralığını kapsayan gelişimsel dönem özelliklerinin, kaka tutma davranışında tetikleyici rol oynadığı söylenebilir.
Çocuklara tuvalet eğitimi vermek için çocuğun gelişimsel alanda bu eğitime hazır olduğunu gösteren pek çok ön koşulu sağlıyor olması gerekir. Bu koşulların başlıcaları çocuğun kas kontrolünü sağlayabileceğini gösteren fiziksel koşullar; tuvaletle bağlantılı kavramları bildiğini ve anladığını gösteren bilişsel koşullar; tuvalet eğitimi almaya yönelik istek, merak, motivasyon içeren ve hazırbulunuşluğunu gösteren duygusal koşullardır.
Çocuk tarafından tüm bu ön koşullar sağlandığında, ancak o zaman, çocuğun sağlıklı ve güvenli tuvalet eğitimi almaya hazır olduğu söylenebilir. Bu ön koşullar yeterli düzeyde sağlanmadan çocuğa tuvalet eğitimi verilmeye çalışılırsa, çocukta tuvaletle ilgili negatif duygular oluşabilmektedir. Bu negatif duygular ise kaka tutma davranışının ortaya çıkmasında oldukça sık gözlemlenmektedir.
İnsan; her yaş döneminde ilişkisel, sosyal, içsel ya da dışsal faktörlere bağlı olarak duygu, düşünce ve davranışlarını her zaman bilinçli veya istemli olarak kontrol edemeyebilir. Kontrol edilemeyen bu süreç çocuklukta daha fazla gözlemlenir. Bu durumda çocukların vermiş olduğu tepkiler net ve somut bir sebebe dayandırılamadığında ya da mantıklı olarak açıklanamadığında, tepkiyi kapsayan tüm duygusal, düşüncesel, dürtüsel ve davranışsal sürecin bilinç düzeyinde değil, bilinçdışı düzeyde incelenmesi gerekir.
İlgili süreç, çocuklarda herhangi bir somut nedene dayandırılamayan ya da tüm destekleyici çalışmaların yapılmasına rağmen devam eden kaka tutma davranışı için de geçerlidir. Yani çocuk, kaka tutmayı isteyerek ve bilinçli bir eylem olarak yerine getirmiyor olabilir.
Bilinç dışı ortaya çıkan davranışlar, çocuğun genetik aktarımı üzerinden bugüne ulaşan ve şimdiye kadar bastırılmış duyguların tetiklenmesi ile ortaya çıkan otomatikleşmiş tepkiler olarak açıklanmaktadır.
Örneğin 1-3 yaş aralığını kapsayan anal dönem içerisinde çocuklar bedenlerindeki her uzvu kendilerinin bir parçası olarak görürler ve doğal olarak bu parçadan kopmak istemezler. Bu algı her çocuk için geçerli olan bilinç dışı süreçlerde gelişir. Dolayısıyla kaka da çocuk tarafından vücudun bir parçası olarak algılandığından, vücuttan ayrılarak atılması çocukta üzüntü ve yas duygularını yaratabilir. Bu durumdan dolayı çocuklar bu parçalarından kopmak istemezler. Böylece bilinçdışı bir davranış olarak kaka yapma gerçeğini inkar etme ya da kaka yapmaktan kaçınma şeklinde kaka tutma problemi yaşayabilirler.
Kimi çocuklar görme, duyma, koklama, dokunma ve tatma gibi duyular karşısında diğerlerine göre daha hassas olabilirler. Yani bu çocuklar koku, ses, ışık gibi duyusal uyaranlar karşısında daha çabuk rahatsız olabilmekte ve bu rahatsızlıktan doğal olarak kaçınmak istemektedirler. Kaka da yapısı gereği vücudun oluşturduğu; yoğun bir koku, farklı bir görsel ve dokunsal hissiyat içeren bir parçadır. Ancak duyusal olarak hassas olan çocuklar bu hassasiyetleri sonucu oluşan rahatsızlıktan kaçınmak adına kaka tutma davranışı sergileyebilirler.
Çocuk kakasını düzenli olarak tuvalete yapma alışkanlığını geliştirdiği dönemde herhangi bir sebepten dolayı tuvaletle ilgili korku ve acı dolu bir deneyim yaşarsa, yaşadığı olumsuz duygulardan kaçınmak adına kakasını tutma davranışı sergileyebilir.
Özellikle çocuğun tuvalet yapma süreciyle ilgili edindiği başarısız ve olumsuz tecrübeler yoğun korku, üzüntü, çaresizlik gibi duyguları tetikleyerek çocukta tuvalete karşı olumsuz duyguların kodlanmasına neden olabilmektedir. Örneğin tuvalet eğitimi alırken oturduğu klozetten düşüp korkmak, ebeveynlerin cezalandırıcı ve sert tutumlarına maruz kalmak veya kabız olma sonucu kaka yaparken canının acıması çocukta kaka tutma davranışını en çok tetikleyen olumsuz yaşantılardan bazılarıdır.
Kaka problemi yaşayan çocuklarda bazı davranış belirtileri görülür. Bunlar sırasıyla aşağıda verilmiştir;
Çocuk birtakım nedenlere bağlı olarak kaka tutma davranışını gerçekleştirdiğinde ebeveynlerin bu duruma verdiği tepkiler çocukla günlük hayatın diğer zamanlarında verilen tepkilere göre daha anlayışlı, daha sabırlı, oyuncu ve şefkatli ise o zaman çocuk da ebeveynlerinden bu olumlu tepkileri almak için kaka tutma davranışını dirençli olarak sürdürebilmektedir.
Elbette ki çocuk bunu planlı ve organize bir şekilde yapmaz. Çocuk maruz kaldığı tepkiler üzerinde neden-sonuç ilişkisi kurarken, onun deneyimleyerek öğrenmeye açık olan çocuk beyni bu durum üzerinden genel yargılara varır. Yani demek istediğimiz, bu durum bir çocuk beyni için artık sadece kaka tutma problemi demek değildir.
Çocuk için bu durum; kaka tutma probleminin çözümsüzlüğe doğru gitmesi sonucunda çocuğun kaygı, korku, huzursuzluk gibi rahatsızlıkları arttıkça kendisine karşı ilgi, anlayış ve şefkatin de artacağını düşünmesi, hatta bunu deneyimlemesi ve öğrenmesi anlamına gelmektedir. Olumsuz bir davranışın sonucunda varılan olumlu çıkarsamalar ikincil kazançlar olarak da adlandırılır ve çocuk bilinçsizce ihtiyacı olan ilgiyi görmek için ikincil kazançlar edinerek mağdur olmayı normalleştirebilir.
Çocukların gelişimsel evrelerinin sağlıklı biçimde tamamlanması adına doğru ebeveyn tutumları oldukça önemlidir. Ebeveynler, çocuklarının duygusal ve davranışsal olarak olumsuz etkilendikleri davranış kalıplarını fark edemez ve olumsuz davranış kalıplarını sürdürmeye devam ederlerse bunun sonucunda çocuklar yoğun biçimde negatif duygular yaşayabilirler.
Negatif duygular ise çocuğun iç dünyasında çözümlenemediğinde bu çözümsüzlük çocuğun bir davranış kalıbı üzerine yansır. Kaka tutma problemi de çözümsüz duyguların davranışa yansıdığı örneklerden biri olarak görülür. Bu durumda; mükemmelliyetçi, kaygılı, cezalandırıcı, kontrolcü, ilgisiz ebeveyn tutumları genellikle çocuklarda negatif duyguları tetikleyerek çocukların özellikle 1-3 yaş aralığını kapsayan anal dönemde, kaka tutma davranışı geliştirmesinde etkili rol oynayabilir.
Eğer çocuk yaptığı olumsuz bir davranışın karşılığında ebeveynleri tarafından cezalandırılıyor, oldukça fazla kontrol ediliyor, yeterince anlaşılmadığını düşünüyor, yargılanıyor, fiziksel müdahalelerle karşılaşıyorsa; bu durum çocuğun mutsuzluk, kaygı ve öfke süreçleriyle doğru şekilde baş etmesini neredeyse imkansız hale getirecek kadar zorlayıcı olmaktadır. Çünkü çocuk; yaşı ve gelişimi gereği fiziksel, duygusal ve bilişsel anlamda yetişkinlere göre oldukça güçsüzdür. Bu yüzden de çocuk karşılaştığı zorlu durumlarla baş edebilecek sorun çözme becerilerine sahip değildir.
Sorun çözme becerilerden yoksun olan çocuk inatçı, korkulu ve kaçınmacı davranışlar göstererek gücünün yetmediği ve kontrol edemediği ebeveyn tutumlarının yerine gücünün yettiği ve kontrol edebildiği kaka tutmayı elindeki güç kaynağı görerek kendini yatıştırmaya çalışabilir. Bu durumda kaka tutma davranışı ebeveynleri cezalandırma davranışından daha büyük bir anlama gelir. Çocuk, ebeveyn tutumlarından dolayı kendini mağdur hissettiğini ve içe dönük öfkesini kaka tutarak dışa yansıtmaya çalıştığı mesajını bu şekilde ebeveynlerine vermektedir.
Kaka yapmak oldukça doğal ve zorunlu bir ihtiyaçtır. Bu boşaltım ihtiyacı uygun zaman ve ortamlarda giderilemediğinde, uygun olmayacak bir yerde ve zamanda beden tarafından otomatik biçimde karşılanmaya çalışılır. Yani kakanın istemli bir şekilde uzun süreli olarak çocuk tarafından tutulması, sonunda kakanın sızıntı olarak istemsiz biçimde vücuttan akması veya alta kaçırma olarak nitelendirdiğimiz durumların yaşanmasına sebebiyet verir.
İstemsiz ve uygunsuz biçimde kaçırılan kaka da sosyal ortamlarda hem çocuğu hem de ebeveynini güç bir duruma sokar. Kaka kaçırma sosyal anlamda uygunsuz durumlar meydana getirebileceği gibi hijyen ve sağlık anlamında da bir takım problemleri doğurur. Örneğin kaka tutma davranışı ile çocuğun sürekli olarak zorladığı boşaltım sistemi kasları zarar görebilir. Sürekli tutulan kaka, sonunda oldukça sertleşip katılaşarak dışarı atılması oldukça acılı bir hale gelebilir. Bu da çocukta karın ağrılarına sebebiyet vermektedir.
Gevşeyen boşaltım sistemi kasları sonucunda dışarı kaçırılan kakalar ise genital enfeksiyonlara veya boşaltım sistemiyle ilgili bağırsak, makat vb. organlarda rahatsızlıklara neden olabilir.
Yaşanan zorlu durumlar sonucunda ise çocuklarda kaka yapma korkusu, kakanın gelmesini engellemek için hareket etmekten, yemek yemekten, su içmekten kaçınma gibi davranışlar gelişebilmektedir. Bu gibi davranışlar karşısında çocuğu nasıl sakinleştireceğini ve çocuğuna düzenli kaka yapma alışkanlığını nasıl kazandıracağını bilemeyen ebeveynlerin de kaygı seviyelerinin yükseldiği gözlemlenir. Tüm bunlar sonucunda hem ebeveynler için hem de çocuk için yoğun düzeyde duygusal zorlanmalar başlamış olur.
Çocuklarda görülen kaka tutma probleminin kabızlık sorunundan kaynaklanabileceğini ya da durumu kötüleştirebileceğini hiç düşündünüz mü? Çocuklarda görülen kaka tutma davranışı beslenme problemleri kaynaklı başlangıç gösterip devam edebilmektedir. Özellikle çocuklarda sebze, meyve ve tam tahıl ürünlerin tüketiminin az olması ve su tüketiminin yeterli olmamasından kaynaklı kabızlık problemi yaygın olarak görülmektedir.
Kabızlık probleminin kötüleştiği durumlarda çocuklar kaka yapmaktan rahatsız olabilir ve bu durum kaka tutma davranışı olarak gelişebilir. Sindirim sistemini iyileştirmek ve bağırsağı onararak besinlerin gücü ile kakanın hacmini yumuşatarak bu süreçte psikologlara yardımcı olmak önemlidir. Kabızlık durumu çocuk ya da yetişkinlerde duygu ve davranış kontrolünü azaltmaktadır.
Kabızlık görülen çocuklarda bağırsak bariyer bütünlüğü ve fonksiyonlarında sorunlar görülmektedir bu durum da bağırsaklardan mutluluk hormonu salgılanmasını olumsuz etkilemektedir. İkinci beynimiz olan bağırsak fonksiyonlarımızı düzenleyerek de çocuklarda kabızlık olmadan da kaka tutma davranışı gözlemlendiğinde duygusal rahatlamalar süreç yönetimini hızlandırmaktadır. Bu alanda çocuk hastalıklarında beslenme alanında uzman olan bir diyetisyen ile çalışmak büyük fayda sağlayacaktır. Çocuklarla çalışan diyetisyenin çocuk hastalıklarında beslenme düzenlerken önceliği sağlıklı beslenmeyi sevdirebilmek ve yaşam tarzı değişikliğini yavaş yavaş planlamaktır.
Çocuklarda karşılaşılan bu kaka tutma davranışının beslenme ile ilişkili olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bunun nedenler ise aşağıda belirtilmiştir:
Çocukluk çağında doktorun önerisi ve kontrolünde kronikleşmiş kabızlık durumlarında ilaç kullanılmaktadır. Uzun vadede kabızlık problemini çözmede beslenme değişiklikleri büyük öneme sahiptir.
Her çocuk kendi hayatının kahramanıdır. Beslenme değişiklikleri ile çocukların yetişkinlik dönemlerine dokunalım.
Kaka tutma problemi yaşayan çocuklar ve ebeveynleriyle yapılan çalışmalar sonucunda çocukların özellikle kakayla ilgili utanma, tiksinme, stres ve öfke hissettikleri görülürken, ebeveynlerin ise daha çok çaresizlik, üzüntü ve kaygı gibi duyguları baskın olarak hissettikleri görülmektedir. Ancak bu sürecin ilginç olan tarafı, bu duygular kimi çocuk ve ebeveynler için kaka tutmanın nedeni olarak görülürken, kimi çocuk ve ebeveynler için ise kaka tutmanın bir sonucudur.
Kaka tutma davranışının ebeveynler tarafından nasıl gözlemlenmesi gerektiği, çocukta kaka tutmanın ne zaman başladığı, hangi sebeplerden kaynaklandığı ve nasıl çözülebileceği hakkında uzman desteği alması hem ebeveyn hem de çocuk için bu zorlu duygusal sürecin yönetilmesinde yardımcı olmaktadır. Ayrıca kaka tutma problemi yaşayan çocukların destek aldığı süreçte, bu süreci onlarla beraber atlatan ebeveynlerin duygu durum halleri ve davranış biçimleri üzerinden değerlendirme yaparak çocuk ve ebeveynlerin birbirine karşı etkileşim süreçlerini gözlemlemek , kaka tutma probleminin çözümlenmesinde önemli rol oynamaktadır.
Çocuklar için kaka tutma davranışına çözüm olabilecek bazı ipuçları aşağıda sıralanmıştır. Ebeveynlerin çocuklarının sağlığı için bunları uygulaması önerilebilir:
Çocuğun sağlıklı kaka yapma alışkanlığı kazanması için yukarıda bahsedilen öneriler denenmesine rağmen çeşitli faktörlerle kaka tutma problemi çözümlenemez bir hal aldıysa, bu durumda kesinlikle süreçle ilgili psikolojik danışmanlık desteği alınması önerilir.
Mutlu Yaşam Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde uzman psikologlarımız kaka tutma davranışında aile ve çocukla birlikte bilgilendirici psiko-eğitim çalışmalarını ve oyun terapisi çalışmalarını gerçekleştirmektedirler.
Merkezimizde online psikolojik danışmanlık desteği önce ebeveynlerden hem çocukla ilgili hem de ebeveyn-çocuk ilişkisiyle ilgili detaylı bilgi alımının yapılmasıyla başlamaktadır. Daha sonrasında ise uzman psikolog çocukla görüşerek çocuğun yaş düzeyine ve içinde bulunduğu duygusal duruma uygun olan oyun terapisi çalışmalarıyla görüşmelere devam etmektedir. Devam eden görüşmelerde uzman psikoloğun yaptığı gözlem ve analizler sonucunda kaka tutma sorununu oluşturan ve sürdüren faktörler ele alınır.
Ebeveyn geri bildirim seanslarında ebeveynler de bu süreç hakkında doğru ve detaylı biçimde bilgilendirilir. Genellikle bu süreçte ebeveynlere, kaka tutma probleminin çözümlenmesinde yardımcı olacak şekilde çocuklarıyla oynayabilecekleri oyun çalışmaları ve destekleyici ebeveyn tutumları psiko-eğitim seansları içerisinde öğretilir. Uzman çocuk psikologu eşliğiyle ebeveynlerde geliştirilen bu becerilerin çocukların kaka tutma problemini çözmesinde etkili rol oynadığı söylenebilir. Böylece geri bildirim seansları ile aile tutumları çalışılırken, çocuk da oyun terapisi seanslarında bilinçdışı duygularını açığa çıkaracak fırsatı bulmaktadır.
Açığa çıkarılan ve süreci olumsuz etkileyen bu duyguların oyun terapisi teknikleriyle iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu sayede oyun terapisi çalışmalarında gündemdeki mevcut kaka tutma sorunu çözümlenirken, çocuğun daha derin içsel çatışmaları da işleneceğinden, çocuğun duygu, düşünce ve davranışlarını yansıtan pek çok alanda iyileşmeler gözlemlenebilir. Siz de çocuğunuzun yaşadığı kaka tutma davranışında çözümsüz kaldığınızı hissediyorsanız merkezimizden yüz yüze olarak veya online psikolog hizmeti alabilirsiniz. Bizler bu süreçte sizlere ve değerli çocuklarınıza yardımcı olmaktan mutluluk duyacağız.
Önceki yazımıza https://mutluyasam.com.tr/odaklanma-ve-konsantrasyon-bozuklugu-nedenleri/ linkinden ulaşabilirsiniz.
İçerikler