Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
“Çocuğumuz çok yaramaz çocuk. Sürekli kardeşiyle didişiyor, bağırıp çağırıyor, koltukların üzerinde zıplıyor, geziniyor, çok hareketli, evin altını üstüne getiriyor, bizi hiç dinlemiyor, defalarca uyarmamıza rağmen yine aynı şeyleri yapıyor, hiç uslu durmuyor. Bu durum bizi çok zorluyor.”
Çocuklarda buzdağının görünen yüzü olan zorlu davranışlar “yaramazlıklar” olarak bilinir. Peki bu yaramaz çocuk davranışların altında gerçekten hangi duygular ve düşünceler vardır? Çocuklar neden böyle yaramaz davranışlar gösterirler? Ebeveynler bu durumlarda neler yapmalıdırlar? Bu yazımızda bu sorulara cevaplar vererek yaramaz çocuklar hakkında sizi bilgilendireceğiz.
Ebeveynler genelde çocuklarının söz dinleyen, sakin, akıllı, uslu olmasını beklerler ancak çocuklar bu beklentiyi karşılamadığında kolaylıkla yaramaz çocuk etiketini alırlar. Sakin, uslu olan bir çocuğa bakım vermek kimseyi yormayacağı için yaramaz çocuk ile kıyaslandığında bakmak çok daha kolaydır. Fakat ailelerin ve toplumun sessiz, sakin, uslu çocuk beklentisi aslında anne babaları sadece hayal kırıklığına uğratır. Bir çocuktan uslu olmasını beklemek çok da gerçekçi bir beklenti değildir. Çocuk dediğimiz bireyler hayatı keşfederek öğrenirler. Bunun için de ailelerin yaramaz olarak adlandırdığı davranışları yapmaya ihtiyaçları vardır. Örneğin, çocuklar evdeki eşyalara dokunarak bazen de onları yerlere atarak tehlike sınırlarını keşfederler. Aynı zamanda çocuklar ebeveyninin sözünü dinlemeyerek hayır demeyi ve inatlaşırken kendi isteklerini ifade edebilmeyi de öğrenirler.
Çocuklar davranış problemleri gösterdiğinde çoğunlukla bazen ebeveynleri bazen de sosyal çevresi tarafından etiketlenebilirler. Anne babaların çocuğunu yaramaz çocuk olarak etiketlemesi veya suçlaması, onları çocuğun yaptığı yaramazlık davranışının asıl nedenini anlamaktan uzaklaştırır. Oysa çocuğun gösterdiği olumsuz davranışların altında yatan pek çok sebep olabilir. Bu sebepleri bilmek çocuğun neden yaramazlık yaptığını anlamada yardımcı olur.
Çoğu yaramazlık davranışının altında yatan sebeplerden biri, çocuğun gerçek ve makul bir ihtiyacının olmasından kaynaklanır. Örneğin, çocuk gerçekten aç olabilir, uykusu gelmiş olabilir, ebeveyni ile yakınlık kurma, temas etme ihtiyacı olabilir, hareket edip enerjisini atma ihtiyacı olabilir. Çocuğun bu ihtiyaçları giderilmediğinde olumsuz davranışlar göstermeye devam etmesi gayet olası bir durumdur.
Çocuğun yaramazlık yapma sebeplerinden bir diğeri de çocuğun içinde bulunduğu durumla ve konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmamasıdır. Bu durum, bir örnekle açıklanacak olursa, çamurlu ayakkabılarla eve girmek isteyen bir çocuğun annesinin çocuğa eve bu şekilde girmemesi gerektiğini söylemesine karşın çamurlu ayakkabıların halıyı kirletebileceğini ve temizlemenin çok zor olabileceğini ise çocuğa söylememesidir. Çocuklar neyi neden yapmaması gerektiğine dair yeterince bilgiye sahip olmadığı için ebeveyninin isteğini anlamlandıramama durumunu da sıklıkla yaşarlar. Çocuklar anlamlandıramadığı şeyi yapmayı tercih etmezler. Dolayısıyla çamurlu ayakkabılar ile eve girmek o anda çocuğa çok keyifli gelebilir. Bu durumda ebeveynlerin doğru bir açıklama yapmadan çocuğa kural koymaları çocuğu daha agresif yapabilir.
Çocukları yaramazlığa iten diğer bir sebep ise çocuğun birikmiş gerilimi, travma kaynaklı iyileşmemiş stresi olabilir. Bu duruma örnek olarak çocuğun kendini güvende hissetmemesi, doğum travması yaşamış olması, okulda zorbalığa uğraması söylenebilir.
Çocukların yaramazlık yapmalarında en çok görülen nedenler ise çocuğun ya aşırı sınırlandırılarak üzerinde baskı kurulması ya da aşırı sınırsız olarak çocuğun fazla serbest bırakılmasıdır. Yani bu süreçte temel mesele çocuğa ebeveynleri tarafından koyulan, ya da hiç koyulamayan ve doğru belirlenemeyen sınırlardır. Ancak sınır konusu bazen ebeveynler tarafından çok farklı anlaşılabilir. Çocuğa sınır koymak deyince akıllara genelde sert, otoriter, baskıcı tutumlar gelir, fakat sınır koymak böyle bir şey değildir. Örneğin çocuk parklarının da sınırları olur. Park için ayrılan bir alan vardır ve çocuklar bu alanın içindeki oyuncaklar ile oynarlar, burada vakit geçirirler. Eğer çocuk, parkın sınırlarından dışarıya çıkarsa arabaların geçtiği yola çıkabilir ve çocuğun hayatı tehlikeye girebilir.
Aynı bu örnekte olduğu gibi doğru belirlenmiş sınırlar çocuğun güvende olmasını sağlar, tam aksi olduğunda yani sınırın dışına her çıktığında da çocuk yanlış yöne savrulabilir. İşte bu noktada ebeveynler çocukları için uygun sınırları belirleyebildiği takdirde, çocuklar da zamanla kurallara uymayı öğrenirler. Doğru sınırlar sayesinde çocuklar öz kontrollerini sağlayabilirler. Bu durumda çocuklarda uygunsuz, olumsuz davranışlar olarak nitelendirdiğimiz yaramaz davranışlar da kendiliğinden azalır.
Çocuklar, henüz beyin gelişimleri tamamlanmadığı için öfkelendikleri veya üzüldükleri durumları yetişkin gibi anlamlandıramazlar. Bu yüzden küçük çocuklar acıktığında veya uykusu geldiğinde yeterli kelime hazinesine sahip olmadıklarından dolayı çeşitli davranışlarla kendilerini ifade ederler. Çünkü çocuklarda görülen tüm zorlu, yaramaz davranışların temelinde çocuğun karşılanmamış ihtiyaçları vardır.
Örneğin konuşmayı bilmeyen küçük bir çocuğun uykusu geldiğinde annesine beni uyut demesinin karşılığı ağlamak ve bağırmaktır. Böylece çocuk ebeveyninin temasına, ilgisine ihtiyacı olduğunu ebeveynine vurarak, onun saçını çekerek, kısacası çok yaramazlık yaparak davranışlarıyla ifade etmeye çalışır. Aslında çocuğun bu gibi durumlarda ebeveyniyle bağlantıda kalma isteği vardır ve bunu da ebeveynlerine en zorlu yollarla göstermeye çalışıyor olabilir.
Dolayısıyla ebeveynler zorlu davranışlarla karşılaştıklarında ilk önce kendilerine şu soruyu sormalıdır: “Çocuğum yaramaz davranışlarıyla bana ne anlatmak istiyor olabilir?” Ebeveynler bu sorunun cevabını bulduklarında çocuğun ihtiyacını da gidereceği için yaramaz davranışların neden olduğu problemler de kısa bir süre sonra ortadan kalkar.
Bazen çocuklar yaşadıkları stresi ve gerilimi yaramazlık yaparak atmak isterler. Bu durumda anne babalar çocukların zorlu duygularını dışarıya atması için onlara alan açıp, çocuğun duygularını kabul ederek çocuğun ortama yeniden uyumlanması için onları sakinleştirme yönünde yardımcı olmalıdırlar.
Çocukların yaşlarına, potansiyellerine uygun doğru sınırlar konulması çocukların hayatlarına netlik kazandırır. Sınırlar her zaman tutarlı ve istikrarlı olarak uygulandığı zaman gerçekten işe yarar. Sınırlarını bilen çocuklar kolaylıkla duygusal karmaşaya sürüklenmeyeceği için duygularını daha kolay kontrol edebilirler. Bu durumda çocukların otokontrollü olma becerileri gelişmeye başlar.
Ayrıca çocuklar yaramazlık yaptığı zaman ebeveynler de kendi içlerinde duygusal tetiklenme yaşayabilirler. Bu noktada anne babanın kendi duygusunu fark ederek önce kendi duygu durum halini düzenleyebilmesi ve kendisini sakin tutabilmesi oldukça önemlidir.
Çocukların kendilerini ifade etme yolu bazen yaramazlık yapmak ve ebeveynlerine zorlu davranışlar göstermek olabilir. Bu durum çocuğu zorladığı gibi ebeveynleri de oldukça zorlar. Anne babalar için çocukların bu davranışlarını anlamaya çalışmak, bu durumlara tahammül edebilmek çok yorucu olabilir. Ancak çocuk neden kendisini yaramazlık yaparak ifade ediyor, bu davranışların verdiği mesaj ne olabilir diye bakıldığında problemin çözümüne bir adım daha yaklaşmış olunur. Her şeye rağmen yine de bazen durum işin içinden çıkılmaz bir hal alabilir.
Bu noktada Mutlu Yaşam Psikolojik Danışmanlık Merkezi kadromuzda yer alan psikologlar hem çocuk ile hem de ebeveynler ile yüz yüze veya online psikologlar ile online seanslar düzenleyerek sorunun kaynağını tespit etmek için sizlere yardımcı olabilirler. Ayrıca psikologlarımız sorunun kaynağını tespit ettikten sonra probleme uygun yol haritasını da belirleyebilirler. Uzmanlarımız ve çocuk psikoloğumuz ile çocukların ve ailelerin yaşadığı bu tip sorunlarla çalışma konusunda oldukça deneyimli oldukları için psikolog-aile iş birliği ile sorunu kısa zamanda çözüme ulaştırmayı amaçlarlar.
Çocuklarınız ve ailenizle keyifli, mutlu bir ömür geçirmeniz dileklerimizle😊
Yaramaz çocuk ve yaramazlık hakkında bilgiler verdik. Bir önceki yazımıza https://mutluyasam.com.tr/erteleme-davranisi-sebepleri/ linkinden ulaşabilirsiniz.
İçerikler