Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Çiftler arasında yaşanan romantik ilişkilerin içerisinde ilişkiyi güçlü tutan kendine has ilişki dinamikleri bulunmaktadır. Bu dinamiklerin başında güven ve sadakat duyguları yer alır. Güven ve sadakat bir ilişkide binanın kolonlarına benzetilir. İlişki içerisinde güven ve sadakat olarak anılan bu 2 kolon dinamik ne kadar sağlam olursa ilişkide o kadar güçlü olmaktadır.
Güven, iki kişinin hiçbir baskı ve etki altında kalmadan birbirine karşı iyi niyet besleyerek korku, kaygı ve şüphe duymaksızın birbirlerine bağlanma, yakın olma, yakın hissetme ve inanma halidir.
Sadakat ise, içinde tek olma, biricik olma, özel olma değer yargılarını içeren güven duygusunun daha da güçlü halidir. Sadakat, genelde çiftler arasında romantik ilişkinin içinde aranan en önemli kriterlerden biridir. Ancak güven duygusu oluşmadan sadakat duygusu oluşmamaktadır.
Güven duygusu ise çiftlerin birbirlerine sağlıklı bağlanma ve yakınlık kurma, ilişki sınırlarını doğru şekilde belirleme ve birbirlerine karşı doğru bir iletişim dili kullanma ile biçimlendirildiği zaman sadakat duygusu gelişmektedir.
Bu nedenle bir ilişki içerisinde güven ve sadakat kelimesini ayrı ayrı değerlendirmek daha doğru olur. Çünkü çiftler sadece romantik ilişkilerinde değil, birbirlerine yakın oldukları her konudaki davranışlarına, konuşmalarına ve düşünce biçimlerine karşı güven geliştirmek isterler. Örneğin çiftlerden biri gerçekten azimli ise diğeri partnerinin işinde başarılı olacağına güvenebilir. Başka bir çift örneğine bakacak olursak, partnerlerden biri evin ihtiyaçları konusunda sorumluluk sahibi ise her akşam eve gelirken evin ihtiyaçlarını marketten alarak geleceğine dair partnerine güven besleyebilir. Ama çift olarak sadece birbirlerini sevmeye ve sadece birbirlerine ait olduklarına güvenebilmeleri için partnerlerin birbirlerine sadakat hissedip hissetmediklerini anlamak gerekir.
Güven ve sadakat duyguları çiftler arasındaki ilişki çeşidinin, birbirlerine bağlanma biçimlerinin ve iletişim düzeylerinin sağlıklı olması sonucunda oluşur.
Çiftler arasında sıklıkla 4 çeşit ilişki gözlemlenir. Ancak her ilişki çeşidi güven sadakat duygusunun oluşması için sağlıklı değildir.
Çiftlerden her ikisi de ilişkide eşit hak ve eşit görevlere sahip olduğunu düşünürler. Bu eşitlik ilk zamanlarda demokratik bir tutum gibi algılansa da zamanla birbirleriyle eşit olmak adına çiftler arasında bir yarışa ve güç savaşına dönüşebilmektedir. Örneğin partnerlerden biri arkadaşlarıyla bu hafta 3 kere dışarı çıktıysa diğeri de önümüzdeki hafta 3 kere dışarı çıkma hakkına sahip gibi düşünebilir. Çiftlerden biri kendisine daha pahalı bir telefon aldıysa diğeri de kendisine aynı değerde bir telefon almak zorunda hissedebilir. Bu ilişki de vurgu eşitlikten çok sen ne yapıyorsan ve neye sahipsen ben de onu yapmalıyım ve ona sahip olmalıyım düşüncesi üzerindedir. Böylece çiftler simetrik ilişkiyi yaşarken kendilerini bir eşitlik yarışı içerisinde bulmaktadırlar.
Bu ilişki içinde çiftler birbirlerinin aynı yapamadığı taraflarına yönelik davranışlar geliştirirler ve hep birbirlerinin zıttı şekilde düşünüp davranırlar. Bu ilişkide çiftler rol eşitliği peşinde değillerdir. İlişkide bir taraf daha fazla sorumluluk alabilirken diğer taraf daha rahat davranabilir. Örneğin biri daha sessiz ve sakinken diğer partner daha dominant ve dışadönük olabilir. Bu ilişkide zıt kutupların birbirini çekmesi gibi ilişki başlarda cazip gözükse de bir süre sonra çiftler birbirlerinden farklı ve zıt olmaya alışmış bir ilişki yaşarlar. Çiftler arasında benzerlikler bulmak giderek zorlaşmaya başlar.
Karşılıklı uyumun daha fazla gözlemlendiği bir ilişki biçimidir. Partnerler zaman zaman birbirlerine karşı simetrik bazen de tamamlayıcı şekilde davranabilirler. Bu konuda ilişkilerinde hep eşitlikçi ya da hep tamamlayıcı şeklinde diretici değil duruma göre esnektirler. En sağlıklı ilişki biçimi çiftlerin birbirlerine karşı esnek olabildiği ilişkidir. Bu ilişki biçiminde çiftler birbirlerine karşı güven ve sadakat duygularını da daha sağlıklı şekilde hissedebilmektedirler.
Bu ilişkide çiftler kendi iç dünyalarında çelişkiler yaşarlar. Partnerlerden biri diğer partnerden ne istediğini açıkça söylüyor gibi gözükse de bu partner diğer partneri tarafından istediği yapıldığında mutlu olmadığı gibi istediği yapılmadığında da mutlu olamaz. Yani partnerlerden biri diğerine ne yapsa yaranamamaktadır. Bu ilişki türünde partnerlerin davranışlarında aynı anda simetrik ve tamamlayıcı ilişkiye dair özellikler görülür.
Çiftler arasında genellikle 3 çeşit bağlanma biçimi görülür. Bu bağlanma biçimleri bebeklikten itibaren her insanın kendi ebeveynleri ile de nasıl bağlanma yaşadıklarını yansıtır.
Bu bağlanmayı gösteren partnerler sevdiği kişinin kendisinden uzak olmasına dayanamaz. Bu kişilerin partnerleri kendilerinden uzaklaştığında kişiler yoğun biçimde terk edilme korkusu yaşarlar. Sevdiği kişi kendisinden uzak kaldığında o kişinin başka biri ile ilgileneceğini hayal ederler. Partnerleri kendisine soğuk davranırlarsa kendisiyle ilgili bir kusurun ve yetersizliğin olduğunu düşünürler.
Bu bağlanma stilini gösteren partnerler sevdiği kişi ile yakın ilişki içinde olmaktan kaçınırlar. Çünkü bu kişiler yakınlığı özgürlüğünü kaybetmek olarak değerlendirirler. Buna rağmen bu kişiler, partnerlerinden uzakta iken partnerini özlemektedir. Ancak yakınlaştıklarında ise romantik duygularını partnerine göstermekte zorlanırlar. Bu nedenle bu bağlanma stiline sahip kişiler yakın ilişki yaşayamadıkları için çok sık partner değiştirebilirler ve ilişkilerini genellikle günlük ya da yüzeysel yaşarlar.
Bu bağlanma stilini gösteren partnerler ilişkilerini daha samimi ve içinden geldiği gibi kendi öz duyguları ile yaşamaktadırlar. Bu kişiler için partnerlerine yakın olmak korkutucu değildir. Aynı zamanda partnerleri kendisinden uzaklaştığında da bu durumu ayrılık, terk edilme veya ihanet olarak düşünmez. Güvenli bağlanma yaşayan kişiler partnerlerine karşı kendilerini rahatça ifade edebilirler. Böylece güvenli bağlanma yaşayan çiftlerin ilişkilerinde iletişim düzeyleri de sağlıklı ve güçlü olur. Çiftler arasındaki güvenli bağlanma biçimi birbirlerine karşı güven ve sadakat duygusu geliştirmelerinde de büyük rol oynar.
Çiftler arasında görülen iletişim düzeyleri farklı kaynaklarda farklı isimlerle ve birden fazla çeşitte karşımıza çıkabilmektedir. Ancak bu yazımızda çiftleri en çok terapiye getiren 3 temel iletişim düzeyine değinilmiştir.
Bir ilişkide iç gözlem eksikliği yaşayan kişiler kendi iç dünyasını tanımaya ve anlamaya çalışmadan partnerinin zihnini ve iç dünyasını okumaya odaklanırlar. Böylece partnerini anlamaya çalışırken bu süreçten kendisinin nasıl etkilendiğini fark edemediği için iletişim konusu her zaman karşı taraftaki partnerinin ne söylediği, ne yaptığı ve nasıl davrandığı üzerine ilerler. Bu durum aslında her iki partner için de çok rahatsızlık vericidir. Çünkü bir taraf kendisini sürekli olarak partnerini izlemek ve takip etmek zorunda hissederken, diğer taraf da sürekli kendisinde kusur ve yetersizlik bulunacağına dair değersizlik algısı ya da bunalmışlık hisseder. Bu nedenle bu iletişim düzeyini benimsemiş çiftler arasında suçlama ve eleştiri dili baskın gelmektedir.
Bir ilişkide çiftler arasında empati eksikliği var ise çiftlerin birbirlerinin duygularını anlamaları çok zor olur. Bu ilişkide iletişimi sürdüren konuşma içerikleri sadece çiftlerin günlük yaptığı işleri birbirine anlatma üzerinden sığı bir şekilde devam eder. Ancak partnerler kendilerini birbirlerinin yerine koyamadıkları için duygu etkileşiminden habersizlerdir. Bu nedenle birbirlerini ne zaman mutlu ettiklerini bilemedikleri gibi birbirlerini nasıl mutsuz ettiklerini de anlayamazlar. Bu yüzden çiftlerin bir sorun karşısında birbirlerine karşı genellikle eleştirel ve suçlayıcı dili benimsedikleri görülür.
Bu ilişkide her iki partnerde birbiri ile karşılıklı olarak konuşuyor gözükmesine rağmen iletişimde sadece birbirlerinin ne söylediklerine odaklanırlar. Bu odaklanma kulağın duyma işlevini yerine getirmesini sağlar. Ancak dinleme eyleminde ise kulağın duyduğu cümleleri beyne ileterek karşısındaki partnerin kendisine bunu neden söylediğini, bunu söyleyerek ne anlatmaya çalıştığını yorumlar ve zihinde bir mesaj oluşur. İletişimde birbirinin sadece konuştuklarını duyan ama birbirini hiç dinlemeyen çiftler genelde birbirlerinin ne anlatmaya çalıştıklarını anlamazlar. Böyle durumlarda her iki partnerde birbiri ile konuşur ama bu diyalogları bir sonuca bağlanmaz ve konuşulanlar genelde hep çözümsüz bir şekilde ortada kalır.
Çiftler arasında güven ve sadakat duygusunun oluşabilmesi için her iki partnerinde önce kendi iç gözlemlerini yapmaları önemlidir. Böylece kendi duygu, düşünce ve davranış biçimlerinin nedenlerinin farkında olan taraf partneri ile konuşurken duygu diline daha ağırlık verebilmektedir. Ancak tek bir iletişim biçimi güven ve sadakat duygusunun oluşması için yeterli değildir. Çiftlerin iletişim kurarken birbirleri ile empati yapabilmeleri de çok önemlidir. Böylece iletişim kurarken kendilerini birbirlerinin yerine koyarak olaylara bakabilmeyi başaran çiftler arasında birbirlerini anlayabildiklerine dair güven hissi de pekişmiş olur. Son olarak birbirleri ile sağlıklı konuşup, birbirlerinden duyduklarını dinleyebilen çiftler bu 3 iletişim biçimini de benimsedikleri taktirde birbirlerine karşı hem güven hem de sadakat duygusunu geliştirmiş olurlar.
Çiftler, ilişkilerinde güvenli bağlanma yaşayamadıklarında aralarında şüphecilik, aşırı kaygı, kıskançlık, sözel veya fiziksel saldırı, öfke kontrolsüzlükleri, hakaret içeren tartışmalar, aldatma ve aldatılma gibi problemler ortaya çıkabilmektedir. Bunların en büyük nedeni ise partnerlerin birbirlerine karşı güven ve sadakat duygusu geliştirememelerinden kaynaklanır. Ancak tüm bu sorunlar bireysel ya da çift olarak terapi desteği alındığında giderilebilen problemlerdir. Bu nedenle çiftler ilişki biçimlerinde, bağlanma durumlarında ve birbirleri ile iletişimlerinde sorunlar yaşamaya başladıkları zaman mutlaka bir uzmandan destek almalılardır.
Romantik ilişkilerde en sık karşılaşılan diğer problem ise partnerlerden biri ilişkide destek alınması gereken bir sorun olduğunu kabul ederken diğer partnerin ise ilişkide sorun yaşadığını reddetmesidir. Böyle bir durumda terapi desteğine çift olarak başlanamasa da terapi almaya hazır partner ile online terapi sürecine başlanabilir. Böylece çift ilişkisinde destek almayı öteleyerek sorunun daha fazla büyümesini beklemek yerine ilişki için sağlıklı bir adım atılmış olur.
Bu problemler nedeniyle Mutlu Yaşam Psikolojik Danışmanlık Merkezi‘nde Gottman Çift terapisi, Umut Odaklı Evlilik ve Çift ve aile terapisi ile Bilişsel-Davranışçı Terapi, Şema Terapi, Cinsel Terapi gibi çift ilişkisine bağlı sorunlara yönelik çalışılabilecek çeşitli bireysel terapiler uygulanabilmektedir.
“Her ilişki mutluluğu hak eder. İlişkide mutlu olmak için bu ilişkiye evet dedirten umutlarınıza terapide tekrar bir şans veriniz.”
Mutlu ve sağlıklı günler dileriz.
Bir önceki yazımıza https://mutluyasam.com.tr/aldatma-ve-aldatmanin-perde-arkasinda-neler-olur/ linkinden ulaşabilirsiniz.
İçerikler