Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Kürtaj, yeryüzündeki bütün kadınların kendi başına gelmesinden çekindiği cerrahi bir müdahale yöntemidir. Halk arasında kürtaj işleminin adı sıklıkla ‘‘çocuk aldırmak’’ olarak da duyulur. Çocuk aldırmak ise aslında kadının gebe kaldığını öğrendikten sonra çeşitli sebeplerden ötürü bebeği doğurmak istememesi üzerine ceninin doktor tarafından kadının vücudundan çıkartılması işlemini anlatmaktadır. Bu işlemle beraber cenin doktor tarafından anne karnından alınır ve kadının hamileliği sonlanır.
Kürtaj, kimi kadınlar için kürtaj olmadan önce yaşadığı olaylar yüzünden ağır bir travma sebebi olabilirken, kimi kadınlar içinse kürtaj psikolojisi kürtaj sonrasında yaşadığı duygusal çökkünlük hali kadının travma yaşadığını göstermektedir. Ancak çoğunlukla kadınlar hem kürtaj öncesinde yaşadığı yaşam olaylarıyla hem de kürtaj sonrasında yaşadığı yaşam olaylarıyla bütün bir süreci travmatik boyutta yaşamaktadırlar.
Bu nedenle kadının kürtaj öncesinde yaşadığı yakın ilişkisindeki olumsuz olaylar ile kürtaj sonrasında kadının etrafında hissettiği duygusal yakınlığın ve desteğin olmaması hali kadının kendisini değersiz görmesine, kurban ve mağdur olarak hissetmesine, kendisinin Allah tarafından cezalandırılan, zor bir sınavdan geçirilen kul gibi görmesine, bir insanın canına kıydığını düşünerek kendisini aşırı suçlu, affedilemez bir günahkar olarak hissetmesine ve daha birçok baş edilmesi zor düşüncelere neden olabilmektedir.
Bu yazımızda kürtaj psikolojisi ve psikolojik destek almanın öneminden bahsedeceğiz.
Her kadının yaşamı, kadının içinde bulunduğu coğrafyayla, fiziksel ve ruhsal sağlık koşullarıyla, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik durumuyla beraber o kadına özgü olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle bir kadının kürtaj olmaya karar verme nedenlerinin hiçbiri diğer kadınlara göre daha geçerli ya da daha geçersiz nedenler değildir. Kadınları kürtaj olmaya iten yaşam olayları pek çok nedene dayansa da aşağıda en sık karşılaşılan olaylar derlenip bu yazıda aktarılmıştır.
Hayat hepimizin dünyasında bazen tatlı bazen de tatsız sürprizlerle dolu bir şekilde seyir etmektedir. Özellikle bazı kadınlar hamile kalmanın sevincini yaşarken kısa bir süre sonra ağır tedavi ya da cerrahi operasyon geçirmesi gereken bir hastalıkla karşı karşıya kalabilir.
Kanser türleri, ağır kalp, böbrek veya kan hastalıkları ya da herhangi bir kazadan dolayı ağır yaralanmalar sonucu kadın hem kendi hayatını riske atmamak hem de kendisine uygulanacak tıbbi-cerrahi müdahaleler sonrası bebeğin gelişiminin etkilenmemesi için gebeliği sonlandırma kararı almak zorunda kalabilir.
Planlı ve istenen gebeliklerde kadınlar bazen hem gebeliğin hem de içinde bulunduğu sağlık koşullarının şokuyla kendisini kendi hayatı ile bebeğin hayatı arasında tercih yapmak zorunda kalmış gibi hissedebilmektedir. Bu düşünceler aslında o sürecin getirdiği aşırı üzüntü ve kaygılara dayanan düşünce çarpıtmalarıdır. Bu nedenle kadının sağlık koşulları yüzünden kürtaj olması gereken durumlarda kadının psikolojik destek alması bu zor kararın duygusal getirileriyle baş etmesinde kadına yardımcı olabilmektedir.
İstenen ve beklenen gebeliklerde hamilelik süreci boyunca çiftlerin her doktor kontrolüne gittiklerinde yaşadıkları en duygusal anlar bebeğin kalp atışını duydukları anlardır. Bu kalp atışı sesini duymak ebeveynleri ne kadar heyecanlandırıyorsa, bebeğin kalp atışını duyamama ihtimali de bir o kadar kaygı verici ve korkutucu olmaktadır.
Bazı gebeliklerde ceninin gelişiminde ters giden ve önceden fark edilebilen problemler görülürken bazı gebeliklerde ise çok ani tatsız bir durumla karşı karşıya gelinebilinir. Bu tatsız durum, bebeğin kalp atışını duymayı beklerken anne karnındaki bebeğin kalbinin durduğunun öğrenilmesidir. Bu haber karşısında ebeveynler genellikle aldıkları haber üzerine şoka girerler ve şoka bağlı olarak da duygusal, agresif ya da depresif tepkiler verebilmektedirler.
Bu süreçte kadınlarda bebeğin kalbinin durma nedenlerini kendisinde sorgulama ve kendisinin bu duruma neden olacak yanlış bir şey yapmış olabileceğine yönelik kendini suçlama durumu en çok görülen davranışlar arasındadır. Bu süreçte bebeğini kaybeden çift kayıp acısıyla beraber yas süreci yaşayabilmektedir. Ancak bu yas sürecinin erkeklere göre kadınlarda daha derin geçtiği görülmektedir. Yas süreci ise psikolojik destek almayı gerektiren çok hassas bir dönemdir.
İstenen ve planlanan hamileliklerde gebeliğin 12. haftasına kadar erken düşük görülme olasılığı tüm düşüklerin görülme olasılığının %85’ini oluşturmaktadır. Genellikle düşükler hamileliğin ilk başlarında 9. haftaya kadar olan süreçte görülse de 13. hafta ile 20. hafta arasında yaşanan geç düşükler de olabilmektedir.
Düşük nedenleri çok çeşitli sebeplere dayansa da embriyoda görülen kromozom bozukluğu, çiftlerde kadın ya da erkekte görülebilen genetik bozukluklar, kadının gebelik sürecinde geçirdiği ağır enfeksiyonlar ya da bu süreçte kadınlarda görülen yüksek tansiyon, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, rahim yapısındaki bozukluklar gibi hastalıklarda kadının düşük yaşamasına neden olabilir.
Ayrıca çift ilişkisinde kadınların şiddete maruz kalması da yine erken düşük yaşama nedenleri arasında görülmektedir. Düşük yaşayan kadınlarda bazen embriyonun vücuttan atılması gereken tüm parçalarının düşmediği görülebilir. Düşük sonrasında doktorun ultrasonla yaptığı muayene sırasında içeride parça kaldığı tespit edilirse kadının kürtaj olması gerekir.
Düşük yapmanın ve kürtaj olmanın getirdiği fiziksel ve duygusal zorlanmalar hem çifti hem de kadını çok yıpratabilen olumsuz yaşantılardır. Bu süreçte kadınlar başına gelen durumlar nedeniyle içe kapanma, cinsellikten soğuma, aynı şeyleri tekrar yaşama korkusu nedeniyle tekrar hamile kalmak istememe ya da tekrar bebek sahibi olmayı düşündüğünde aynı şeyleri tekrar yaşayacağına inanma gibi duyguları hissedebilmektedirler.
Düşüğün ilk gebelikte olması ya da birçok kez tekrarlayan düşüklerin yaşanması gibi durumlar da kadını ve çifti oldukça yıpratıcı bir sürecin içine sokabilmektedir. Bu sürecin getirdiği üzüntüler, içgüdüsel olarak doğurgan olmaya hazır kadın vücudu ve kadın beyninin bu durumu kadınsal bir başarısızlık, yetersizlik ve partneri tarafından sevilmeyecek kadın olma gibi çarpıtılmış düşünceler üzerinden yorumlamasına neden olabilmektedir. Bu gibi durumlarda çift terapisine ya da bireysel terapilere muhakkak başlanması gerekir.
Özellikle istenen ve planlanan gebelik sürecinde ebeveynlerin başına gelmesinden en çok korktuğu bir diğer konu da hamilelik sürecinde bebeğin gelişiminde anormalliklerin saptanmasıdır. Ceninin anne karnında yaşamını engelleyecek düzeyde bazı organlarının gelişmediğinin tespit edilmesi, zihinsel engelli ya da fiziksel engelli doğacağının ön görülmesi, yaşam boyu ağır tedavi ya da özel eğitim sürecinde kalması gereken hastalıklarla doğacağı gibi durumlar karşısında çiftler sıklıkla bu bebeği dünyaya getirmek ile getirmemek arasında kalırlar.
Bu gibi durumlarda birçok çift ilk başlarda kürtaj olmayı kendi çocuğunun bakımından kaçmaya benzeterek kendisini o çocuğu dünyaya getirmede sorumlu hissedebilmektedir. Ancak bu karar genelde çiftin özellikle kadının bebeğinden ayrılmamak için verdiği duygusal bir mücadeledir. Daha sonralarda ise çift gelecekte bebeğiyle beraber yaşayacakları olumsuzlukları düşünmeye başladıklarında, düzelemeyecek sağlık problemleriyle dünyaya gelen bebeğin yaşamı boyunca diğer çocuklar gibi olamamanın üzüntüsünü yaşayacağını ve bir yerden sonra anne-baba olarak çaresiz kalıp çocuklarına yetemeyeceklerini görerek istemsizce gebeliğin sonlanmasına razı kalabilmektedirler.
Bu süreçte özellikle kadınlar kendilerini bu kararı almaya mecbur bırakılmış gibi hissettiklerinde kürtaj sonrasında kendini suçlama, günaha girdiğini düşünme, bu günah yüzünden Allah’ın kendisine bir daha çocuk vermeyeceğine inanma ya da bundan sonraki bütün hamileliklerinde aynı durumla tekrar karşılaşma korkusu duyma gibi depresif duygu durum halleri yaşayabilmektedirler. Bu nedenle bu süreçte hem kadınların hem de o bebeği beraber bekleyip, bebeği kaybetmenin yasını beraber yaşayan çiftlerin psikolojik destek almaları çok önemlidir.
Birçok kadının başına gelebilen sürprizler hamilelikler bazı kadınlar için tatlı sürprizlere dönüşürken, bazı kadınlar içinse kaygı verici olabilmektedir. Özellikle yaşama tutunma, doyma, barınma, ısınma, para kazanma gibi daha birincil ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olan çiftler, içinde bulundukları yokluk koşulları ve yaşam şartları nedeniyle bir bebeğe bakamayacaklarına karar verebilirler. Bu durumda ebeveynlerin yaşadığı duygular özellikle gebe annenin kürtajı nasıl yorumladığına bağlı olarak değişir.
Bazı çiftler, gebeliği öğrendiklerinde, yokluk koşullarının onlara hissettirdiği olumsuz duygular yüzünden onların cenine insan, bebek, çocuk anlamları yükleyemedikleri görülebilir. Bu durum özellikle annenin anne-bebek bağını kurmasını engelleyerek annenin cenini sadece vücudundan çıkması gereken fazla bir parça gibi görmesine neden olur. Bu durumda kürtaj sonrasında yeniden hayata tutunabilmek için çalışmaya, barınma ve doyma ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yaşayan kadınlar kürtaj sonrasında psikolojik olarak kendisini rahatlamış hissedebilirler.
Ancak bazı gebe kadınlar ise içinde bulunduğu zorlu yokluk koşullarına rağmen cenine “benim çocuğum, benim parçam ya da çift olarak bizim çocuğumuz, bizim parçamız” anlamlarını yükleyebilmektedirler. Bu anlamı içselleştiren gebe anne için artık anne-bebek bağı kurulmuş olur. Ancak zorlu yaşam şartları altında bebeğine bakamayacağı için onu dünyaya getirmekten vazgeçme hali kadının kendisini suçlamasına, günahkar hissetmesine ya da böyle bir karar aldığı için kendisinin de bu dünyada artık mutlu olmaması gerektiğini düşünmesine neden olabilir. Kendisinin kontrolü dışında olan zorunluluklardan ötürü kürtaj olmak zorunda kalan kadınların bu süreçte mutlaka psikolojik destek alması gerekir.
Birçok çift, evlilik öncesinde birbirlerini tanımaya yönelik flört süreci yaşamak isterler.
Flört süreci, çiftlerin birbirleriyle aralarındaki duygusal, düşüncesel, sosyal, kültürel ve tensel uyumun anlaşılması için önemli bir dönemi kapsar. Ancak bu dönem içerisinde çift planlanmamış sürpriz bir hamilelikle karşılaşırsa bu süreci yönetmeleri kolay olmaz. Bu dönemde genelde hem kadının hem de erkeğin üstünde ağır bir toplum baskısı ve ailelerinden görecekleri tepkilerden aşırı korku duyma durumu mevcuttur.
Özellikle geleneksel kültüre sahip çiftler hamilelik sürecini hızlıca bir nikah ya da düğünle taçlandıramayacağını düşündüklerinde bu panik halden kurtulmanın tek yolunun kadının kürtaj olması olarak görülebilir. Gebeliğin öğrenilmesi sonrasında yaşanılan şok hali kürtaj sonrasında kadın ve erkeğe kısa süreli psikolojik rahatlama hissettirse de şoku atlattıktan sonra özellikle kadınlarda travma sonrası stres bozukluğu, kaygı ve depresyon belirtilerinin görülme riskleri de bulunmaktadır.
Bu süreçte yaşanan duygusal zorluklar bazı çiftlerin birbirlerinden duygusal ve cinsel anlamda birbirlerinden uzaklaşmalarına neden olabilir. Kürtajın getirdiği kaygılar ile ilişkinin olumsuz seyretmesi çift olarak psikolojik destek almayı gerektirebilir.
Tecavüz dünyadaki hiçbir canlının ve yeryüzündeki hiçbir kadının yaşamaması gereken çok ağır travmatik bir olaydır. Tecavüz süreci içerisinde kadının rızası olmadan erkeğin kadınla zorla cinsellik yaşaması kadının kendisinin güçsüz, korkutulmuş, sindirilmiş, değersiz ve yetersiz hissetmesine neden olur.
Tecavüz sonrasında kadınlarda kurban psikolojisinin yansımaları çok fazla görülür ve bu kadınlar ağır depresyon yaşayabilirler. Tecavüzün kim tarafından, nasıl, nerede ve ne şekilde olduğu da kadının tecavüz sonrası yaşayacağı duygu durum halini yakından etkilemektedir. Yine de bu cümle KESİNLİKLE hafif olumsuz etkilerle atlatılan tecavüz olayı da olabilirmiş gibi ANLAŞILMAMALIDIR. Çünkü tecavüzün her türlüsü atlatılması çok zor bir travmatik süreçtir.
Ancak tecavüz sürecine kaçırılma, işkence edilme, şiddet görme, birden fazla kişinin tecavüzüne uğrama, aile üyelerinden ya da aile yakınlarından birinin tecavüzüne uğrama durumlarıyla tecavüz olayı birleşince kadın ruh dünyasının derinlerinde daha da içinin yandığı ateşin harlandığı çok zorlu bir süreç başlamaktadır.
Tecavüz sonrasında psikolojik olarak çökkünleşen kadın gebe kaldığını öğrendiğinde ise tecavüz sırasında yaşadığı cinsel şiddetin psikolojik etkilerini daha da derin hissedebilir. Kadın tarafından istemsiz cinsel birleşme sırasında kalınan bir hamilelik olduğu için bazı kadınlar bu ceninde kendisinden bir parça olmadığını, tecavüzcünün ona tecavüz ederek kadının içinde bir parça bıraktığını ve bir an önce bu parçanın alınması gerektiğini düşünebilir.
Bazı kadınlar ise babasız çocuk büyütmenin zorluklarını düşünerek ya da sevmediği, birlikte olmak istemediği bir adamla arasında hiçbir bağ kurucu faktörün olmaması için de kürtaj olma kararını alabilmektedirler.
Böyle durumlarda kadının kişisel kararına saygı duymak ve kadının şimdi burada güvende olduğunu hissetmesini sağlamak çok önemlidir.
Genellikle planlanmamış hamilelikler çiftlerin ilk kez ebeveyn olmaya ya da çocukları olmasına rağmen tekrar anne-baba olmaya hiç hazır olmadıkları anda öğrenilen sürpriz haberlerdir.
Ancak çiftin sosyo-ekonomik düzeyinin iyi olması, sağlık problemlerinin ve aralarında ilişki sorunlarının yaşanmamasına rağmen çift, yaşam planlarıyla ters düşen bir gebelik süreciyle de karşı karşıya kalmış olabilir. Örneğin çift bu sürpriz gebeliği başka bir ülkeye göç etmek zorunda kaldığı zaman ya da daha yeni bebek sahibi oldukları için peş peşe bebek sahibi olacak gücü kendilerinde hissedemedikleri zaman öğrenmiş olabilir.
Ayrıca anne-babanın yaşının ilerlemiş olması, yeni doğacak bebeğin daha önce doğmuş çocuklarla arasında ciddi yaş farkının olacağının düşünülmesi, iş hayatının gebelik sürecine izin veremeyecek kadar kadına bağlı ve zorlu olması gibi koşullar kadına kürtaj olma kararını aldırtabilir. Bu sürecin çift tarafından nasıl anlamlandırıldığı ve bu kararın ne kadar ortak alındığı da kürtaj öncesi ve sonrasına yansıyacak psikolojik etkiler üzerinde önemli rol oynamaktadır.
Özellikle ülkemizde cinsellik, özel yaşam ve kürtaj konuları kolaylıkla dile getirilebilen konular değildir. Çoğunlukla cinselliği konuşmanın ayıp, kürtaj olmanın da günah görüldüğü bir toplumda kadın ve erkekler sağlıklı cinsellik yaşamayı öğrenemezler.
Cinsellik doğru bilgilerle sağlıklı şekilde öğrenilemediğinde beklenmeyen gebeliklerin yaşanma riski de artmaktadır. Bu nedenle planlanmamış sürpriz gebelik yaşayan kadınlar ve gebeliğin oluşmasında rol alan erkekler bu sürecin başına nasıl geldiğini, neden geldiğini, şimdi ne yapacağını ve bu süreci nasıl yöneteceğini bilemeyerek süreçle ilgili aşırı panik, kaygı ve derin korku hali yaşayabilmektedirler.
Kürtaj kadına yapılan cerrahi bir müdahale olsa da erkekler de kürtaj sürecinde yaşanılanlardan çok fazla etkilenebilirler. Hatta birçok çift arasında kürtajla ilgili fikir çatışmaları da olabilmektedir. Bu çatışmalar arasında en çok görülenler, erkeğin kadından doğurmasını istemesine rağmen kadının bebeği doğurmak istememesi ya da tam tersi olarak kadın doğurmayı isterken erkeğin bebeği aldırmayı istemesiyle ilgilidir.
Bu süreç içerisinde yaşanan çatışmalar çiftin arasında ciddi bir gerginliğe yol açabilir ve bu gerginlik çift ilişkisinde uzun süreye yansıyabilecek güven problemine neden olabilir.
Kürtaj sürecinin getirdiği duygusal yükleri bir de erkekler tarafından ele aldığımızda, erkekler de kadınlar gibi kürtaj sonrasında bebeği kaybetmenin yasını yaşayabilmekte, kendisini suçlu ve günahkar hissedebilmektedirler. Tüm bunlar hem kadının hem de erkeğin yaşamında uzun süreli travmatik etkilere neden olabilir.
Tüm bunların sonucunda özellikle kadınlarda vücudunun kirli olduğunu düşünmeye yönelik takıntılı düşünceler (obsesyonlar) ve vücudunu aşırı temizlemeye yönelik takıntılı davranışlar (kompulsiyonlar), çiftlerde (hem kadın hem erkekte) depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, uyku bozukluğu, panik bozukluğu, yeme bozukluğu, ve psikosomatik ağrılar yaşanabilmektedir.
Tüm bu semptomlar psikolojik destek almadan kendiliğinden kalıcı şekilde iyileşecek düşünceler ya da davranışlar değildir. Bu nedenle semptomların iyileşebilmesi için bu semptomların şiddet düzeyine göre psikiyatri ile beraber takip edilmesi ve uzun soluklu psikoterapi desteği alınması gerekebilir.
Bu psikoterapi sürecinde uygulanan yöntemler kürtajın nedenlerine bağlı olarak değişir. Bireysel terapi, çift terapisi ve EMDR terapisi bu süreçte en iyi gelen yöntemler arasındadır.
Önceki yazımızı https://mutluyasam.com.tr/mmpi-minnesota-cok-yonlu-kisilik-envanteri/ linkinden okuyabilirsiniz.
İçerikler