Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
“Her seferinde herkese her şeyi vermek, kendin için bir şey kalmaması demektir.”
Irvin Yalom
“Her zaman kendimden ödün veren ben oluyorum.”
“Hep ben çabalıyorum, değer veriyorum ama karşımdakinden beklediğim değeri, fedakarlığı göremiyorum.”
“Başkalarının memnuniyeti benim düşüncelerimden, isteklerimden daha önemli.”
Bu cümleler size tanıdık geldi mi? Öyleyse sizde de kendini feda etme şeması olabilir.
Fedakârlık, her zaman ilişkilerin olmazsa olmazı olarak yansıtılan ve karşımızdaki kişi için ya da istediğimiz bir hedefe varmak için kendi öz isteklerimizden vazgeçmek anlamına gelir.
Neredeyse hepimiz yaşamımız boyunca anne-babamız, eşimiz, işimiz, arkadaşlarımız, çocuğumuz gibi sevdiklerimiz için çeşitli fedakarlıklar yapmışızdır. Fedakârlık yapmak iyi niyet göstergesi olduğu için kişiye de kendisini iyi hissettirir, her iki tarafı da mutlu ve tatmin eder. Ancak belli bir düzeyi aşan fedakârlık hayatı çekilmez de kılabilir.
Kendini feda etmek ile fedakarlık yapmak aynı kavram değildir. Fedakarlık yapma davranışında her iki taraf da birbirine karşı hoşgörü ve karşılıklı iyi niyet gösteren kişilerdir. Ancak kişi, kendi mutluluğunu gözden çıkarıyor ve gönüllü olarak kendi ihtiyaçlarını yok sayıp başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli çabalara giriyor ise o zaman fedakarlık yapmanın adı, kendini feda etmek olarak değişmiş olur. Kişi kendisini zora sokacak olsa bile karşı tarafın beklentilerini koşulsuz karşılama çabasına girdiğinde, başkalarının isteklerine göre kendisini şekillendirdiğinde, herkese her şeye en önde koştuğunda, devamlı verici olduğunda, çevresindekilerin taleplerini asla geri çevirmediğinde yani kendisini arka plana atmaya layık gördüğünde bu şemanın etkisiyle kendini feda etmiş olur.
Kendini feda etme şemasına sahip kişiler, tüm bunları karşılıksız yaptığını söyleseler bile aslında içten içe karşı tarafın da aynı davranışları kendisi için yapmasını beklerler. Bekledikleri davranışları kendisi için göremeyen bu kişiler yaşadıkları hayal kırıklığının etkisiyle de öfke duyarlar. Durum böyle olunca kişi yıprandığını hissederek genelde depresif ve dalgalı duygulanımlar yaşamaya başlarlar.
Çocukluk döneminde yeterli derecede sevildiğini, değerli olduğunu hissedemeyen birey, kendisini değerli hissedebilmenin yolunun herkes tarafından sevilmekten geçtiğine inanır. Sevilebilmesinin ise başkalarını mutlu etmekle ve isteklerini yerine getirmekle olacağını düşünür. Bu çarpık düşünceler yetişkinlikte kişinin ‘‘hayır’’ diyememesine, dolayısıyla kendini başkaları için feda etmesine sebep olur. Kendini feda etme şeması olan bireylerin ebeveynleri çoğunlukla sağlıklı ebeveyn tutumları göstermede yetersiz, duygu aktarımında yoksun, sağlıklı bir otorite kuramayacak kadar çocuksu, hasta ya da depresiftir.
Yani kendini feda etme şemasına sahip kişiler, çocukluklarında kişilik özellikleri yönünden çok zayıf ya da fiziksel veya mental olarak hasta ebeveynlerle etkileşime girmişlerdir. Dolayısıyla bu kişiler, genç yaşlardan itibaren “ebeveyn rolünü üstlenmiş çocuk” olmuşlardır.
Bu şemaya sahip bireyler genellikle kendileri hakkında konuşmak yerine başkalarını dinlemek, başka insanlara ilgi göstermek, kendileri için bir şey yaparken zorluk yaşamak, başka insanların ilgisine odaklanmak, ilgi kendileri üzerine yoğunlaştın da rahatsızlık hissetmek ve bir şeyler istediklerinde doğrudan sormak yerine dolaylı yoldan hareket etmek gibi davranışlar gösterirler. Bu gibi durumlara yaşanmış gerçek bir örnek olarak; bir danışanımızın izniyle kendisinin annesiyle arasındaki diyaloğu sizlere de aktarmak isteriz.
Bu danışanımızın annesinin kendini feda etme şeması vardır ve danışanımızın annesiyle aralarında geçen diyalog şu şekildedir:
Teyzemlerle beraber anneannemlerin evinde bulunuyorduk. Hep birlikte kahve içmek için mutfağa geçtik. Annem orta şekerli Türk kahvesini çok sever ve her gün bir tane içmek isterdi. Meğer o gün anneannemin evinde Türk kahvesi az kalmış. Annem ise hepimize kahve ikram edip Türk kahvesi kalmadığı için kendisine yapamamıştı. Ancak kendisine ‘‘Sen neden kahve içmiyorsun?’’ diye sorduğumuzda o gün canının kahve çekmediğini söylemişti. Halbuki bana Türk kahvesinin bittiğini söyleseydi, anneannemin evinin aşağısında bulunan bakkaldan kahve almak için gidebilirdim.
Eve geldiğimizde ise annem mutfağa girip ‘‘Bugün anneannenlerde kahve bittiği için hiç kahve içemedim. Kendime kahve yapacağım, sen de içer misin?’’ diye bana sordu. Bunun üzerine ben de anneme ‘‘O zaman neden anneannemlerde canının kahve çekmediğini söyledin? Bilseydim gider alırdım’’ dedim. Bana verdiği cevap çok şaşırtıcıydı. ‘‘Olsun, şimdi bir tek benim için mi bakkala gidecektin? Gerek yok. Ben kendi kahvemi kendi evimde yapar, içerim.’’ demişti. Danışan annesinin bu tavrına karşılık ne diyeceğini bilemediğini ifade etmişti.
Bu örnekten de yola çıkarak kendini feda etme şemasına sahip bireylerin hayatlarında ikincil kazanç elde edebilen kişiler olduğu da söylenebilir. Bu kişiler genelde kendilerini bakıcı olarak görmekten gurur duyarlar. Bu kişiler kendilerini feda ederek iyi insan olarak anılacaklarına, böylelikle ahlaklı ve erdemli olduklarına inanırlar.
İkincil kazancın diğer potansiyel kaynağı bu şema sayesinde başka insanların kendilerine yaklaşması, kendilerini sevmesi ve onunla ilişki kurmak istemesi olabilir. Pek çok insan kendini feda edenlerin yardımından ve empatisinden haz alır. Kendini feda etme şemasına sahip insanlar bu insanlarla ilişki kurarak kendi öz ihtiyaçlarının karşılanmayacağını bilseler bile kendilerini feda ettikleri pek çok arkadaş edinirler. Yani bu şemanın birey için olumlu yönleri var gibi gözükse de aslında şemanın oluşturduğu davranışlar sağlıksız bir dereceye ulaştığında patolojik bir hale dönüşür.
Kendini feda etme şemasına sahip kişiler bu şemanın olumsuz getirileriyle baş edebilmek için genelde bu şemaya teslim olurlar. Kendi ihtiyaçlarını yok sayarak başkaları için çok fazla şey yaparlar. Başkalarına birçok şey verirken karşılığında hiçbir şey istemezler.
Diğer bir baş etme stratejisi olan şema kaçınması ise tüm ilişkilerin kişinin kendini feda etmesine neden olacak ilişkilermiş gibi düşünerek yakın ilişkilere girmekten kaçınması halidir.
Bazı kişiler ise kendini feda etme şemasıyla aşırı telafi yaparak baş etmeye çalışabilirler. Aşırı telafi davranışları şemanın kişide hissettirdiği olumsuz duyguları baskılamak için ortaya çıkan abartılı davranışlardır.
Bu zamana kadar devamlı aşırı fedakarlık yapmış olduğunu düşünen kişiler, hissettikleri değersizlik algısını bastırmak için hayatındaki diğer kişilere yoğun öfke hissedebilirler. Öfke düzeyini yüksek tutarak, insanlara normal fedakarlıklar yapmayı da tamamen kesebilirler.
Kendini feda eden kişiler, yaptıkları için karşı taraftan takdir görmediklerini hissettiklerinde öfkelerini öç almaya dönüştürebilirler. Karşı taraf için yaptığı her iyiliği bir anda keserek, başkaları için hiçbir şey yapmak istemediklerini ifade edebilirler.
Öfke: “Hayatımı yoluna adadım, bana bunu nasıl ödeyeceksin?”
Kendini feda etme şeması Türk kültürünün de oldukça yücelttiği yardımseverlik, vefa, ince düşünce, diğerkamlık gibi birçok özelliği getirse de gölge yanı olarak borçlu bırakma, vererek almayı garanti etme, mağduriyettir.
Kendini feda etme şeması kişinin mağdur kaldığı durumlar sonucunda yavaş yavaş kişiyi tükenmişliğe doğru sürükler. Sonuç olarak tükenmişlik dayanamamayı beraberinde getirdiği için öfkeyi daha fazla tetikler. Bu öfke tetiklenmesi sonucunda kendini feda eden kişiler karşısındaki kişiye genelde “Ben sana bu kadar şey yaparken, sen benim için ne yaptın?” sorusunu haykırır. Haykırışın karşılığında ise genelde pişkin bir “Yapmasaydın!” cevabını alırlar. Burada kişinin hissettiği şey mağrur bir mağduriyet olur. Kişinin öfkeyle hissettiği derin bir kırgınlığı, anlaşılmaz, anlatılmaz bir yorgunluğu vardır. Kişinin asıl ihtiyacı “olduğu haliyle” sevilmek ve kabul edilmektir.
Ancak bu şemaya sahip kişiler sevilmenin ve kabul edilmenin ancak kendi alanını, yemeğini, suyunu, evini barkını vermekle mümkün olduğunu, velhasıl kendini vermezse asla sevilmeyeceğini öğrenmişlerdir. Kendini feda etme şemasında fedakarlığa ihtiyaç duyan kişi diğerine muhtaç olmaya, mağdur olan kişi ise kendini feda edecek kurban olmaya inandırılmıştır.
Kendini feda şeması kişiyi hem ruhsal hem de bedensel olarak oldukça yoran, yıpratan bir şemadır. Baş ağrısı, mide ve bağırsak problemleri, kronik acı hissetme ya da bitkinlik gibi psikosomatik semptomlara sahip olmak kendini feda etme şemasına sahip olan kişilerde yaygın olarak görülür. Fiziksel semptomlar bilinçli olmadan kişinin başkalarının dikkatini kendi üzerine çekmeyi sağlamaya hizmet ederler. Bu semptomlar başkalarına maddi-manevi fazlaca verip karşılığında ise yeterince alınmayan beklentilerin vücutta stres oluşturmasından kaynaklı olabilir.
Diğer tüm uyumsuz şemaların terapisinde kullanıldığı gibi kendini feda etme şemasının kişinin hayatında oluşturduğu olumsuzlukları azaltma ve onlarla başa çıkma konusunda ‘‘Şema Terapi’’ ekolü kullanılır. Kendini feda şemasına sahip bireylerin psikoterapisindeki temel amaç bu bireylerin farkında olmasalar bile giderilmemiş ruhsal ihtiyaçlara sahip olduklarını ve diğer herkes gibi ihtiyaçlarını karşılamaya hakları olduğunu fark etmeleri konusunda yol göstermektir.
Şemanın getirdikleri ikincil kazanç olmasına rağmen bu kişiler kendini feda için yüksek bir bedel öderler. Bu kişiler, normal ilişkilerinde derinden ihtiyaç duydukları asıl ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için ancak kendilerini feda etmenin sonucunda diğer insanlardan ilgi görebileceğini normalleştirirler. Bu nedenle terapinin en önemli amaçlarından biri de kişinin başkaları için hissettiği aşırı sorumluluk duygusunu normal sorumluluk hissetme düzeyine indirgeyebilmesine yardımcı olmaktır. Terapist, danışanlara genelde başkalarının kırılganlığını ve savunmasızlığını abartılı bir biçimde algıladıklarını fark etmeleri konusunda da yol gösterir. Çünkü bu kişilerin genelde kendilerini feda ettiği pek çok insan onların düşündüğü kadar savunmasız ve kırılgan değildir. Böylece kişi daha az fedakarlık gösterdiğinde diğerlerinin yine iyi olacağını, yıkılmayacağını, çekilmez bir acı yaşamayacağını da daha sağlıklı şekilde görür.
Şema terapinin bir diğer amacı, kişinin bu durumla alakalı hissettiği duygusal yoksunluğu konusunda terapistin kendisine destek olmasıdır. Terapist, kişinin kendi ihtiyaçlarını fark etmesinde, başka insanların ihtiyaçlarını gidermek için gösterdiği çabadaki aşırılığı yönetmesinde, imalarda bulunmak yerine kendi isteklerini doğrudan söyleyebilmesine ve yeri geldiğinde hayır diyebilmesi içinde terapötik çalışmalar yapar.
Mutlu Yaşam ailesinde yer alan psikologlar, kendini feda etme şemasına sahip bireylere yardımcı olabilecek yetkinliğe sahiptirler.
Psikologlarımız, kendini feda etme şemasına sahip bireylerin hayatında oluşturduğu problemlerle baş edebilmelerine yardımcı olmak için şema terapi yöntemine ait teknikleri kullanarak online terapi veya yüz yüze terapi seansları düzenlerler. Böylece uzmanlarımız şemanın kişinin hayatında yol açtığı olumsuzluklarla baş etmeleri konusunda danışanlarına rehberlik ederler.
Kendinizi feda etmeden de sevildiğiniz ve değer gördüğünüz Mutlu bir Yaşam dileğiyle…
Bir önceki yazımız için https://mutluyasam.com.tr/antisosyal-kisilik-bozukluguna-sahip-kisilerin-ozellikleri/ linkine tıklayabilirsiniz.
İçerikler