Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Çocuklara isim koyma süreci, çoğunlukla ebeveynlerin ve ebeveyn adaylarının zorlandığı bir süreçtir. Çocuklara koyulan isimlerin psikolojik etkileri de bu süreçte düşünülmesi önemlidir.
“Çocuğumuza hangi isim daha çok yakışır?”, “Kardeşinin ismi ile uyumlu mu olmalı?”, “Bu isim kulağa çok hoş geliyor, ismini böyle mi koysak?”, “Şu ismin anlamı güzel mi”, “Acaba sıra dışı bir isim mi bulsak?”, “Aile büyüğümüzün adını mı versek?”, gibi cümlelerin sıklıkla akıllardan geçtiği bu süreçte karar vermek oldukça zor hale gelebilse de çocuğun hayatı boyunca tanımlanacağı bu kelimeyi seçerken birçok faktörün göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu yazımızda sizlere çocuklara koyulan isimlerin psikolojik etkileri hakkında bilgi vereceğiz.
Yeni doğan bir çocuğa isim vermek ebeveynlerin en sıkıntılı süreçlerindendir. Peki bir çocuğa isim verirken nelere dikkat etmek gerekir? Gelin birlikte bakalım.
Çocukların gelişim dönemlerinden, özellikle somut işlemler döneminde (7-11 yaş), çocuklar kız veya erkek ismi olduğuna inandıkları isimlerle (Deniz, Görkem, Barış vb.) karşı cinste karşılaştıklarında onlarla alay edebilirler. Çocuklara koyulan isimlerin psikolojik etkileri olarak sosyal ilişkilerinde ve özgüveninde sorunlar yaşama gözükebilir.
Çocuğunuz yetişkin olduğunda dahi bu durum iş hayatında gerçekleştirdiği yazışmalarda sorun yaratabilir. Karşı taraf “hanım veya bey” sözcüklerinden hangisi ile hitap edeceği konusunda kafa karışıklığı yaşayabilir. Bu nedenle unisex isimleri tercih etmemek ya da tercih ederken çocuğun erkek ya da kız olduğunu belli eden söylemesi kolay ikinci bir ismi daha unisex isimle beraber koymak gerekir.
Örneğin Deniz Efe ya da Ayşe Deniz gibi.
Unisex isimler gibi, telaffuzu zor olan isimler de (Evla, Müberra, Ferruh, Musab vb.) çocuklukta başkaları tarafından hedef alınıp, alay konusu haline gelebilir. Bunun yanı sıra telaffuzu zor olan isimlerin, akılda tutulması ve anlaşılması zor olacağından, isim sıklıkla yanlış yazılabilir, hatırlanamayabilir, çocuğunuz sürekli adını birilerine hatırlatmak ve tekrar etmek zorunda kalabilir. Telaffuzu zor, çocuklara koyulan isimlerin psikolojik etkileri ise hem çocukluk hem de yetişkinlik yıllarında çocuk için sıkıntı verici bir hal alabilir.
Yapılan araştırmalar, sıra dışı isimlere (Altınbaşak, Oflazer, Mimoza vb.) sahip çocuklara koyulan isimlerin psikolojik etkileri ise ders başarısının daha düşük olduğunu ve popülerlik konusunda akranlarından daha geri planda kaldıklarını ortaya koymaktadır.
Çocuk ismindeki sıra dışılığın kendisini diğerlerinden popüler anlamda farklı yapmadığını, aksine diğerlerinin birbirleriyle uyumunda kendisine sosyal uyum açısından daha geride bıraktığını ve herkesin daha normal isimleri varken kendisinin ismi yüzünden aldığı tepkiler nedeniyle sosyal ortamlarda daha fazla kaygı yaşadığı bilinmektedir.
Günümüzde önemli bir yere sahip olan ve ismi çocuğa verilen kişiler (politikacı, sanatçı, oyuncu, sporcu vb.) ilerleyen süreçte olumsuz bir profil çizebilir. Ayrıca, siyasi tercihi belli eden isimler tercih etmek, çocuğun etiketlenmesine de neden olabilir.
Araştırmalar, çocuğa ismi veren kişinin ismi neden seçtiği ve isme nasıl bir anlam atfettiği ile çocuğun özellikleri arasında ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin, abisi-ablası ile uyumlu olsun diye küçük çocuğa verilen bir isim, çocuğun gerçekten “uyumlu kişi” olmasına neden olabilir.
Uyumlu olmak olumlu bir durum gibi görünse de sürekli uyumlanmak, çocuklara koyulan isimlerin psikolojik etkileri olarak zaman içinde çocuğun kendi istek ve ihtiyaçlarını ortaya koyamamasına ve özgüven gelişiminin sekteye uğramasına neden olabilir. Bu nedenle kardeş bile olsa her çocuk birbirinden bağımsız karakterler geliştirebildiği gibi isimlerinin de birbirinden bağımsız ve kendine öz olması gerekir.
Çocuklara isim verirken, anlamı konusunda oldukça hassas hareket etmek gerekir. Aksi takdirde bu durum çocukların isimlerinin anlamlarına uygunluk göstermek için bilinçdışı bir çaba sarf etmelerine neden olabilir. Örneğin, “Yiğit”, “Savaş”, “Yüce”, “Görkem”, “Kaya”, “Neşe” gibi isimleri sırasıyla ele aldığımızda, çocuk isminin gereklerini sağlamak için yiğitlik göstermeye çalışabilir, agresif tavırlar sergileyebilir, büyüklük duyguları hissedebilir, görkemli, gösterişli olmak için çaba sarf edebilir, kaya gibi sert durmaya veya sürekli neşeli olmaya çalışabilir.
Bunun sonucuna ise çocuk ismi uğruna bazen kendini mutsuz, duygusal, korkmuş hissettiği zamanlarda bile duygularını bastırmaya çalışabilir. Çocuklarda duyguları bastırma durumu ise onların daha kaygılı ve depresif olmalarında tetikleyici olmaktadır. Üstelik bir de çocuğun ismiyle benliği arasında bir uyumsuzluk söz konusu ise çocuk isminin anlamı yüzünden daha fazla yıpranabilir. Bu tarz durumlarda çocuk psikoloğundan yardım alınabilir.
Örneğin, fiziksel olarak cılız ve gösterişsiz olan bir çocuğa Yiğit ya da Görkem ismini koymak, çocuğun ruhsal çelişki yaşamasına neden olabilir. Çocuk çelişkiden kurtulmak için telafi etmeye (yiğitlik gösterileri yapmak, fiziksel görünüşünü iyileştirmeye çalışmak vb.) çalışabilir.
Aynı şekilde, adı Neşe olan bir kız çocuğu, olumsuz duygular hissettiğinde sanki hiç olumsuz duygu hissetmemesi gerekiyormuş gibi kafası karışabilir. Çelişkiden kurtulmak için olumsuz duyguları bastırma yoluna gidebilir, bu da hem çocuklukta hem yetişkinlikte ciddi sorunlara neden olabilir.
“Samet”, “Rahman”, “Rahim”, “Mümin”, “Nur” gibi birçok isim güzel olmasının yanı sıra insan ruhuna uygunluğu konusunda isim olarak verilmeden önce düşünülmesi gereken isimlerdir. Örneğin, “Samet” kelimesi “kimseye muhtaç olmayan” anlamına gelmektedir. Ancak bu ismin anlamı, sosyal bir varlık olan insanın doğasına aykırıdır. Yine Rahim ismi Allah’ın 99 adından biri olup, “bağışlayan” anlamına gelmektedir.
Bir bireyden, Allah’ın bağışlayıcılığına sahip olmasını beklemek gerçekçi bir beklenti değildir. Bu gibi isimler bireylere ağır gelebilir, ismin ağırlığını taşıyamayan birey ismin “hakkını vermeye” yönelik veya tam tersi ismin anlamı ile çelişen anormal davranışlar sergileyebilir. Eğer ebeveynler Rahim, Rahman gibi isimleri vermek konusunda kararlıysalar, bu konuyla ilgili psikoloji alanına dair tüm araştırmalar ismin başına “kul” anlamına gelen “abd” kelimesinin eklenmesinin uygun olacağından bahsetmektedirler.
Çocuklarınıza, “Şahin”, “Kartal”, “Doğan”, “Ceylan”, “Aslan”, “Meral” vb. hayvan isimleri verilirken, çocuğa nasıl bir yük yüklendiğinin ve çocuklara koyulan isimlerin psikolojik etkileri olarak bakıldığında hayvanın özelliklerinin çocuğun özellikleri ile uyumlu olmayabileceğini önemi unutulmamalıdır.
Çocuk üzerinden ailede ölen büyüğün adını yaşatmaya çalışmak çocuk için oldukça büyük bir yüktür. Çocuk doğduğu andan itibaren aile büyüğüne atfedilen tüm özellikler çocuktan beklenmeye başlanabilir. Örneğin, çocuktan ölen aile büyüğü kadar başarılı, gayretli, sabırlı, iyi, merhametli, akıllı vb. olması beklenir ve çocuk, küçükken ya da yetişkin olduğunda bu sıfatlara ters düşen bir durum içerisine girdiğinde bocalamaya başlar.
Sonuç olarak, çocuklara koyulan isimlerin psikolojik etkileri olduğu için çocuklara isim verirken etraflıca düşünmek gerekir. “İnsan ismiyle yaşar.” sözünden yola çıkarak, çocuğa isim koyarken, bir noktada isminin onun şans ve kader algısını da şekillendirdiğini unutmamak gerekir. Kulağa hoş gelmesi, farklı olması, anlamının güzel olması, aile üyelerinin isimleriyle uyumlu olması gibi özellikler başta iyi görünse de ilerleyen süreçte çocuğunuza zarar verebilir. Bu nedenle, çocuğunuza vereceğiniz isimleri seçerken kendi zevk ve isteklerinizi değil, ismin çocuğunuza özel ve herkesten bağımsız olduğuna dikkat etmenizde fayda vardır.
Bu yazımızda çocuklara koyulan isimlerin psikolojik etkileri hakkında bilgi verdik. Bir önceki yazımıza https://mutluyasam.com.tr/dissosiyatif-kimlik-bozuklugu/ linkinden ulaşabilirsiniz.
İçerikler