Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Birinin karşılık vermesini beklemeden onu tüm kalbinle ve ruhunla sevmek kulağa romantik geliyor; ancak gerçek göründüğünden biraz daha farklı. Sana aynı duygular beslemeyen kişiyi sevmenin acısı bazen dayanılamaz olabilmektedir ve sanılanın aksine pek de romantik değildir. Platonik seven, duyguları incinmiş veya uzun bir ilişkiden çıkmış her kişi aşk acısı yaşayabilir. Aşk acısı yaşamak belirli bir düzeye kadar normaldir; ancak kişide depresyona ve diğer semptomlara yol açıyorsa ve hayatını ciddi ölçüde olumsuz etkiliyorsa bir psikologla görüşülmelidir. Yaşanan ve hissedilen onca duygudan sonra çoğu kişi “Aşk acısı nasıl geçer?” sorusuna cevap aramaya başlar.
Cevapların büyük çoğunluğu kişinin kendisindedir; ancak kişinin gücü bazen onları bulmaya yetmez. İşte tam bu noktada psikolog, kişinin duygularını anlamasına ve aşk acısını hayatında kalıcı yaralar bırakmadan atlatmasına yardımcı olur.
Reddedilmek can acıtır: bu hissin etrafından dolaşmanın ya da ‘ileri’ tuşuna basarak yaşamadan atlamanın bir yolu yoktur. Kalbin kırılması fiziksel acıyı da beraberinde getirebilir. Elbette ki kalbin gerçekten kırıldığı yoktur; ancak bedenin incinmiş hissi ve sızlaması ayrıca göğüsteki acı, aşk acısı yaşayan kişiler tarafından tarif edilen fiziksel belirtilerdir.
Son araştırmalar duygusal yaralanmalarda hissedilenlerin fiziksel yaralanmalardaki hislere benzediğini ortaya koyuyor. “Kırık kalp”, “yaralı ruh” veya “incinmiş duygular” gibi metaforlar göründüğü kadar basit değil. Michigan Üniversitesi’nde Ethan Kross önderliğinde bir grup araştırmacının yürüttüğü çalışmada kanıtlar gösteriyor ki duygusal acı, beynin fiziksel acı çektiğinde aktive olan kısmını aktive ediyor. Aşk acısı çeken kişi aynı zamanda bahsettiğimiz metaforları gerçekten hissediyor.
Acı hissettiğiniz ve yaralandığınız bu dönemde kendinize iyi bakmanız gerekiyor. Eğer fiziksel bir hastalığınız olsaydı, ateşlenseydiniz veya bir yeriniz kırılsaydı kendinize nasıl davranacağınızı düşünün. Kendinize nazik davranmanız ve iyileştirici bir tavırla yaklaşmanız çok önemli. Elbette aşk acısını fiziksel bir rahatsızlığı atlatır gibi tüm gün yatakta geçirerek atlatmaktan bahsetmiyoruz; ancak okul veya iş hayatına devam etmek zorunda olduğunuz günlerde işleri yavaştan alın. En iyisini bekleyerek kendinizi daha fazla yormamaya gayret edin. Hayat ne olursa olsun devam ediyor ve aşk acısını atlatmak mümkün.
Aşk acısı çekerken üzgün, yalnız veya kalp kırıklığı hissetmenin dışında kişi kendini sorgulamaya başlayabilir. Kötü ve utanç verici hissettiren yanlış şeyleri bulmaya ve onlara odaklanmaya daha meyilli olabilir. Akla acı veriler sorular gelmeye başlar: Çok değer verdiğim bu kişi neden benden uzak duruyor? Bende eksik olan ne var? Neden böyle oldu, neden sevgime karşılık vermedi, neden bitti… Halbuki ‘neden’ ile başlayan sorular hiç bitmez. Yaşanılanlar kişilerin yeterli veya yetersiz olmasından bağımsız gelişir.
İki kişi için doğru zaman olmayabilir veya birbirleri için doğru kişi değillerdir. Bu durum hiçbir zaman kişinin yetersiz veya değersiz olduğunu göstermez. Tüm suçu yüklenmek kişide olumsuz duygulara neden olabileceği gibi uzun vadede değersizlik hissi yaratabilir. Burada yapılması gereken olaylara objektif bakmayı öğrenebilmek ve mantık çerçevesinde düşünceleri bırakmamak.
Sevdiğiniz kişinin sizinle aynı hisleri paylaşmamasının hayatınızda bir örüntü olup olmadığını anlamaya çalışın. Davranış örüntüleri, kişilerin farkında olmadan tekrarladıkları davranışlardır. Çocuklukta yaşanılan ‘güvensiz bağlanma’ gibi deneyimler kişinin kendisini sevmeyecek insanlara karşı ilgi duymasına sebep olabilir. Güvensiz bağlanmada çocuk, bağlandığı ve ihtiyaç duyduğu yetişkini en ihtiyaç duyduğu anlarında yanında bulamaz. Ancak bu durum çocuğun her küçük ihtiyacının anında karşılanması ile karıştırılmamalıdır.
Çocukluktan gelen veya sonradan oluşan travmalar, durumlar zihnin belirli davranış örüntüleri oluşturmasına neden olur. Aşk acısı çekerken kendinizi anlayamadığınız veya neden hep böyle olduğunu sorguladığınız dönemler olmuştur. Başta da dediğimiz gibi yanıtları aslında sizde. Tek başınıza bulamadığınız yanıtlar varsa bir profesyonelden yardım alarak süreci hızlandırabilir ve en az zararla atlatabilirsiniz.
Aşk acısı için psikolog ile yapacağınız terapilerde çocukluktaki anılarınız ve bunların yaşamınızdaki etkileri konuşularak farkındalık yaratılmaya çalışılması aşk acısını atlatmanıza yardımcı olacak örneklerden biridir. Terapi alan kişi duygularından rahatça bahseder. Psikolog, kişiyi hiçbir zaman yargılamaz aksine onu dikkatlice dinler ve izlenecek yolu bulmaya çalışır.
Aşk acısı çekerken seviyor olmak kişiye büyük acılar verebilir; kişi bir anda yaşadığı tüm güzel şeyleri bir kenara koyarak ‘keşke hiç sevmeseydim’ der. Halbuki sevginin getirdiği bütün güzellikler hayatımıza bir kere dokunmuştur ve sevginin yarattığı güzellik vazgeçilebilecek gibi değildir.
Şu anda zor bir dönemden geçiyor olabilirsiniz; ancak bu günlerin biteceğini kendinize sık sık hatırlatın. İyileştiğiniz, yeniden sevmeye ve sevilmeye hazır olacağınız bir dönem mutlaka gelecek. Her kişi aşk acısını aynı süre zarfında atlatmak zorunda değildir. Herkesin karakteri, yaşanmışlıkları ve bakış açıları birbirinden farklıdır. Aşk acısı nasıl geçer? Aşk acısı, kişinin hayatını anlamsızlaştırdığında, kişiyi depresyona ve kötü düşüncelere sürüklediğinde tehlikeli olmaya başlar. Hemen bir profesyonelden yardım almanız önerilmektedir. Bununla birlikte sevgiye küsmekten ziyade sevgi ile ilgili bizde yaratılan kötü düşünceleri gözlemleyebilir ve onları değiştirmeye çaba harcayabiliriz.
Aşk acısını atlatmak için yapılabilecek en güzel şeylerin başında sevdiklerinizle daha çok vakit geçirmek bulunur. Eğer sevdiğiniz insanlarla vakit geçirme şansına sahipseniz, onlarla nasıl hissettiğiniz hakkında konuşabilir veya odağınızı başka yöne çekecek aktiviteler yapabilirsiniz.
Kendinizle vakit geçirmek de en iyileştirici yöntemlerden biridir. Aşk acısı nasıl geçer? Aşk Acısını Atlatmak Eğer aşk acısı veya negatif düşünceler sizi her an rahatsız ederek zor durumda bırakmıyorsa kendinizle sağlıklı vakit geçirebilirsiniz. İlgi duyduğunuz alanlara yönelebilir, kendinizi hatırlayabilir ve kendinizle şefkatli konuşmalar yapabilirsiniz.
Yapabileceğiniz her şeyi yaptınız. Elinizden gelen her şeyi denediniz; ancak hala kendinizi iyi hissetmiyorsunuz. Eğer;
Aşk acısı nasıl geçer? konusuyla alakalı bir psikologla veya psikiyatristle görüşmek faydalı bir çözümdür.
Terapi, duyguları keşfetmek ve onları verimli bir şekilde ele almak için güvenli, yargısız bir alan sağlar. Terapi yapan psikolog veya psikiyatrist, yoğun duygular azalıncaya dek bu duyguları yönetmek için başa çıkma becerilerini de kişiye öğretir. Kişi, önce kendi duygularını fark eder ve anlamlandırır ardından bu duygulara karşı verdiği tepkileri yönetmeyi öğrenir. Bu sayede kişinin yaşam kalitesi artar; olaylara karşı verdiği tepkilerde olumlu değişiklikler görülebilir.
Aşk acısı yaşanılan dönemde veya atlatıldığı düşünülen sonraki zamanlarda umutsuzluk, intihar düşüncesi, depresyon ve anksiyete durumlarında kesinlikle bir psikologdan yardım alınmalıdır. Aşk acısının kesin bir çözümü olmamakla birlikte terapi ile kişinin hislerine, davranışlarına ve bunlara neden olan olaylara odaklanılır. Aşk acısını atlatmak için atılan adımlar veya kişinin kendini tanımaya adadığı yol yeniliklerle ve güzelliklerle doludur.
Aşk acısını tek başına atlatmak her zaman mümkün olmayabilir. Kişinin kötü hissettiği ve yardıma ihtiyacı olduğunu anlamadığı zamanlarda çevresindeki kişilerin ona yardımcı olması gerekir. Çevre desteğinin süreci daha kolay atlatmada olumlu etkisi vardır. Bununla birlikte kişinin profesyonel bir yardım alarak kişisel ve faydalı çözümlere ulaşması sağlanabilir.
Bu yazımızda “Aşk acısı nasıl geçer?” konusuna değindik..
Bir önceki yazımıza https://mutluyasam.com.tr/aile-icinde-catisma-neden-olur/ linkinden ulaşabilirsiniz.
İçerikler