Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22

Çoğu kişinin farkında olmadan yaşadığı bu durum, genellikle çevresindekilerin dile getirmesiyle fark edilir. İlk duyulduğunda endişe verici gibi algılansa da uykuda konuşma çoğu zaman geçici ve zararsızdır. Ancak bazı durumlarda zihinsel yorgunluk, stres ya da altta yatan psikolojik süreçlerin bir yansıması olabilir.
Tıbbi adıyla somniloquy, kişinin uyku sırasında istemsiz şekilde sesler çıkarması ya da konuşmasıdır. Bu konuşmalar bazen anlamsız mırıldanmalar şeklinde olurken, bazen de net kelimeler ve tam cümleler hâlinde ortaya çıkabilir. Çoğu kişi sabah uyandığında bunları hatırlamaz çünkü konuşma bilinçli bir farkındalıkla gerçekleşmez.
Bu durum hem çocuklarda hem yetişkinlerde görülebilir; ancak çocukluk döneminde daha yaygındır. Özellikle gelişim çağındaki çocukların beyin aktiviteleri daha hareketli olduğu için uykuda konuşma bu yaş grubunda sık rastlanan bir parasomnia türüdür. Yetişkinlerde ise genellikle dönemsel stres, yoğun zihinsel yük ya da uyku düzenindeki bozulmalarla ilişkilidir.
Uykuda sayıklamanın farklı biçimleri bulunur. Basit türde kısa kelimeler ya da sesler duyulurken, daha karmaşık vakalarda uzun cümleler, hızlı ve durmaksızın konuşmalar görülebilir. Bazı kişiler rüyada konuşuyormuş gibi ses çıkarırken, bazıları daha net bir diyalog içindeymiş izlenimi verebilir. Bu çeşitlilik, uykuda sayıklamanın tek bir nedene bağlı olmadığını gösterir.
Uykuda konuşma nedenleri çoğu zaman birden fazla faktörün birleşimiyle ortaya çıkar. Beynin uyku sırasında tamamen “kapanmaması”, bazı merkezlerin aktif kalması bu davranışa zemin hazırlar. Aşağıdaki tabloda, yaygın psikolojik ve nörolojik nedenlerden bazıları yer almaktadır:
| Neden | Açıklama |
|---|---|
| Stres ve duygusal yük | Gün içinde bastırılan düşünceler, uyku sırasında bilinçdışı konuşmalar olarak ortaya çıkabilir. |
| Zihinsel yorgunluk | Aşırı düşünme, yoğun iş temposu ve tükenmişlik hali uykuda sayıklamayı tetikleyebilir. |
| REM uykusu düzensizlikleri | Rüyaların yoğun olduğu REM evresinde beyin aktifken bedenin tam gevşeyememesi konuşmaya yol açabilir. |
| Parasomnia türleri | Uyurgezerlik ve konuşma gibi davranışlar aynı çatı altında değerlendirilebilir. |
| Kaygı bozuklukları | Anksiyete, uyku sırasında zihnin sakinleşmesini zorlaştırabilir. |
| Depresif belirtiler | Uyku mimarisini etkileyerek uyku sırasında konuşma davranışlarını artırabilir. |
| Bazı nörolojik hassasiyetler | Nadir durumlarda sinir sistemiyle ilişkili süreçler etkili olabilir. |
Çoğu vakada uykuda konuşma zararsız kabul edilir ve kişinin fiziksel sağlığı açısından risk oluşturmaz. Ancak bazı işaretler varsa, durumun daha yakından değerlendirilmesi gerekebilir. Özellikle konuşmaların çok sık, uzun süreli ve yoğun duygusal içerikle birlikte olması dikkat çekicidir.
Durmaksızın ve hızlı konuşmalar; gündüz saatlerinde belirgin ruh hâli dalgalanmaları, gerçeklik algısında zorlanma ya da aşırı taşkınlıkla birlikte görülüyorsa, bu durum sadece bir uyku davranışı olarak değerlendirilmez. Aynı şekilde kişi sabahları aşırı yorgun uyanıyor, gün içinde dikkat ve duygu düzenlemede zorlanıyorsa, uyku kalitesi ciddi şekilde etkileniyor olabilir. Bu noktada önemli olan, uykuda konuşmayı tek başına ele almak yerine, kişinin genel ruhsal ve zihinsel durumunu birlikte değerlendirmektir.
Nadir de olsa, uykuda konuşma bazı psikiyatrik tablolarla kesişebilir. Özellikle bipolar bozuklukta görülen taşkınlık dönemlerinde ya da psikotik belirtilerin eşlik ettiği durumlarda, uyku sırasında konuşmalar daha yoğun ve kontrolsüz olabilir. Şizofrenide ise bilinçdışı konuşmalar, rüya ve gerçeklik sınırlarının bulanıklaştığı dönemlerde artış gösterebilir.
Bu durumlar uykuda sayıklamanın doğrudan nedeni değil; eşlik eden bir işaret olarak değerlendirilir. Eğer gündüz işlevselliğinde belirgin değişimler, düşünce içeriğinde kopukluklar veya duygu durumunda aşırı uçlar varsa, psikolojik destek almak koruyucu ve destekleyici bir adım olabilir.
Uykuda konuşmak nasıl önlenir sorusunun tek bir cevabı yoktur; ancak bazı alışkanlıklar bu davranışın sıklığını belirgin şekilde azaltabilir. Bunlardan bazıları şu şekildedir:
Uyku hijyeni, uyku kalitesini doğrudan etkileyen günlük alışkanlıkların bütünüdür. Her gün aynı saatlerde uyuyup uyanmak, yatak odasını karanlık ve sessiz hâle getirmek, uyumadan önce ekranlardan uzak durmak beynin “dinlenme moduna” geçmesini kolaylaştırır. Bu da parasomnia türleri arasında yer alan uykuda konuşmanın azalmasına katkı sağlar.
Nefes egzersizleri, mindfulness uygulamaları ve progresif kas gevşetme teknikleri, zihinsel yorgunluğu azaltarak uykuya geçişi yumuşatır. Gün içinde bastırılan düşünceler bu sayede uykuya taşınmadan regüle edilebilir. Düzenli uygulandığında, bilinçdışı konuşmaların sıklığında azalma görülebilir.
Çocukların beyinleri gelişim sürecinde olduğu için uyku evreleri yetişkinlere göre daha hareketlidir. Hayal gücünün yoğunluğu, duyguların hızlı değişimi ve gün içinde yaşananların zihinde işlenmesi uykuda sayıklamayı artırabilir. Bu durum çoğunlukla gelişimsel bir süreçtir ve ergenlik öncesinde kendiliğinden azalır.
Ebeveynler için önemli olan, çocuğun gündüz işlevselliğini gözlemlemektir. Gün içinde aşırı huzursuzluk, korkular veya belirgin davranış değişiklikleri yoksa, uykuda konuşma genellikle endişe edilecek bir durum değildir.

Birlikte yaşadığınız kişinin uykuda sayıklaması ilk etapta şaşırtıcı olabilir. Bu durumda kişiyi uyandırmaya çalışmak ya da konuşmayı düzeltmeye çalışmak genellikle önerilmez. En sağlıklı yaklaşım, durumu sakinlikle gözlemlemek ve eşlik eden başka belirtiler olup olmadığına bakmaktır.
Eğer kişi sabahları dinlenmemiş uyanıyor, gün içinde sinirlilik, dikkat dağınıklığı veya duygusal hassasiyet artışı yaşıyorsa, uyku kalitesinin bozulduğu düşünülebilir. Böyle durumlarda, psikolojik destek almak hem kişi hem de yakınları için rahatlatıcı bir süreç olacaktır.
Uykuda konuşma çoğu zaman bedenin ve zihnin verdiği geçici bir sinyaldir. Ancak bu sinyalin ne anlatmaya çalıştığını anlamak, kişinin kendisiyle daha sağlıklı bir ilişki kurmasına yardımcı olabilir. Eğer bu durum uzun süredir devam ediyor ve yaşam kalitesini etkiliyorsa, profesyonel destek almak farkındalık ve iyileşme sürecini kolaylaştırır.
Önceki yazımıza https://mutluyasam.com.tr/30-yas-sendromu-nedir-30-yas-sendromu-belirtileri/ linki üzerinden ulaşabilirsiniz.
İçerikler