Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Anaokuluna ya da ilkokula yeni başlamış bir çocuğunuz var ama hiç de hayal ettiğiniz gibi olmuyor. Sizler ebeveyn olarak çok heveslisiniz ve çocuğunuzun da hevesli bir şekilde okula gitmek isteyeceğini düşünüyorsunuz. Fakat çocuğunuz okula gitmek, sizden, evden ayrılmak istemiyor ya da tam tersi şekilde davranıyor. Okul fobisi ile birlikte büyük bir istekle okula başlamasına rağmen çocuklar bir anda okula gitmek istemiyorum demeye başlıyor. Bir bakıyorsunuz her gün okula gitmeden önce çocuğunuzun karnı ağrıyor, başı ağrıyor, kendini hasta hissediyor ve okula gitmeyi erteliyor. Doğal olarak ebeveyni olarak siz de içinizden “Bu çocuğa ne oluyor böyle?” demeye başlarsınız.
Sevgili ebeveynler, çocukların yaşadığı bu durum nedir, neyden kaynaklanıyor, ebeveyni olarak sizler neler yapabilirsiniz ve ne zaman bir uzmandan destek almanız gerekiyor, gelin bu yazımızda beraber bakalım.
Okul normalde çocuklar için eğlenceli ve heyecan verici bir ortamken aynı zamanda anne-babadan da kopuş anlamına gelir. Çocukların ebeveyn ortamından kopuş deneyiminin temelinde yatan durum ise “ayrılık kaygısı”dır. Çocuklar genelde sürekli bir arada, yakın olduğu anne-babasından kopmak istemezler. Çünkü ebeveyn ortamı onlar için konfor alanıdır.
Okul hayatı başladığında ise çocuğun konfor alanından çıkıp ebeveynlerinden ayrışma süreci gerçekleşir. Çocuk kendisini güvende hissettiği aile ortamından uzaklaşmış olursa okulu da güvensiz bir yermiş gibi algılayabilir. Çocuklarda ayrılık kaygısı iç huzursuzluğu, korkuyu ve bilinmemezliği (bugün okula ne olacak?) tetiklediği için çocuk bu süreç içerisinde kaçınma savunma mekanizması ile hareket eder. Bu nedenle ayrılık kaygısı yaşayan çocuk sonraki günlerde okula gitmek istemez.
Okula ilk defa başlayan her çocuk biraz da olsa okulda kalmak istememe, ağlama, annesini bırakmak istememe gibi davranışlar gösterebilir. Bu durum sadece okula yeni başlamış olan çocuklarda değil, daha önce okula başlamış olan çocuklarda da görülebilir. İlk birkaç günde bu tarz durumların yaşanması gayet doğal bir süreçtir. Ancak bu süre bir haftadan daha uzun bir süreye yansırsa o zaman çocuğun okul fobisi belirtileri yaşadığı düşünülür.
Okul fobisi yaşayan çocuklar aslında kaygı belirtileri yaşayan çocuklarla aynı semptomları gösterirler. Ancak bu semptomların ortaya çıkış nedenleri çocuğun okul saatleri ve okul konusu ile yakından ilişkilidir. Çocuk okul fobisi belirtilerini okul saati yaklaştığında, okul yolundayken ya da okulun kapısından içeri girdiği andan itibaren hissetmeye başlar.
Çocuklar okul fobisi belirtilerini baş ağrıları, karın ağrıları, bulantı-kusma, iştahsızlık, keyifsizlik, huzursuzluk, uyku düzeninde bozulma, alınganlık, sinirli olma, okula gitmek istememe, okulda ve evde nedensiz ağlama, evde kalma konusunda aşırı ısrar, okul sorumluluklarının yerine getirilmesinde aksamalar şeklinde dışarıya yansıtır.
Bu semptomlar çocukların gün içerisinde okulda geçirdikleri vakit süresince devam edebilir. Okulda geçirdikleri süre arttıkça bazen semptomlar da o kadar güçlenir ki çocuğun okulda sakinleşmesi de giderek zorlaşır. Çocuk genelde okuldan eve geldikten kısa bir süre sonra semptomlarda hafifleme veya tamamen geçme görülür. Çocuk akşam yatmadan önce yarın sabah uyanıp okula gitme endişesini tekrar yaşadığı için aynı belirtileri gece de tekrar hissedebilir. Bu durum hem ebeveynler için hem de çocuklar için çok yıpratıcı bir süreçtir.
Çocuğun okula uyum süreci ailenin tutumu ile çok yakından ilişkilidir. Bazı ebeveynler çocuklarının okula başlıyor olmalarından dolayı heyecanlı ve sevinçli olmakla birlikte, bir yandan da henüz okula gitmek için çok küçük olduğunu, dayanıksız olduğunu, onun orada kendini koruyamayacağını ya da çok yorulacağını düşünürler.
Günlük hayatın içerisinde sürekli olarak devam eden ebeveyn-çocuk arasındaki yoğun duygu akışı nedeniyle çocuklar özellikle annelerinin bu tür kaygılarını kolaylıkla hissederler. Dolayısıyla da çocuk ailesinin okulla ilgili bu tür endişeler taşıdığını düşündüğünde çocuğunda kafası karışmaya başlar. Bu duygu karmaşası nedeniyle çocuklar anne-babasından ve evinden ayrılmak istemezler. Ebeveynler de bu dönemdeki duygusal hassasiyetlerinden ötürü çocuğun okula gitmesi gerektiği konusunda tutarlı davranamazsa çocuk okula alışmada daha da zorlanır ve okula gitmeyi tamamen reddedebilir. Çocuk ve ebeveyn arasında bu karşılıklı yaşanan endişeler, çocukların okula uyum sağlamasını zorlaştıran en önemli nedenlerdendir. Bu yüzden çocuktan ayrışma konusunda yoğun duygusal hassasiyeti olan ebeveynlerin çocuk okula başlamadan kendi duyguları ile baş etmeyi öğrenmeleri gerekir.
Çocuğun okul fobisi yaşamasında tetikleyici olabilecek diğer nedenlere baktığımızda ise; kardeş kıskançlığı, evdeki çatışmalı ortam, başarısız olma endişesi, ebeveynin ilgisizliği, öğretmenin ilgisizliği gibi nedenler söylenebilir.
Özellikle okula başlama döneminde evde ebeveynle beraber kalacak bir kardeş varsa, okula başlayan çocuk kendisini evden gönderilen ve daha az ilgilenilen çocuk olarak hissedebilir.
Evde ebeveynler arasında çatışmalı bir ortam var ise, çocuk ebeveynlerinden birine kötü bir şey olacak endişesi ile ebeveyninin yanından ayrılmak istemeyebilir. Çocuk okulda kendisini arkadaşlarına göre daha başarısız hissediyorsa rekabet ortamı çocuğun kaygısını arttırarak okul fobisi geliştirmesini tetiklemiş olabilir.
Son olarak çocuk kendisini ifade etme konusunda yetersiz hissediyorsa ebeveynin ve öğretmeninin kendisine karşı ilgisiz olduğunu ve okulda tek başına yalnız kaldığını hissedebilir. Tüm bunlar çocuğun duygusal dünyasını olumsuz yönde etkileyerek okul fobisinin gelişmesine neden olabilecek güçlü nedenlerdir.
Çocuğun okula güven duyması için ebeveyn ve öğretmenin iş birliği içinde olması çok önemlidir. Okula, öğretmene güven duymayan bir anne-baba farkında olmadan çocuğunun da okula ve öğretmene güven duymasına engel olur. Öğretmenin, çocuğun yaşadığı kaygıyı anlayışla karşılaması ve güven duyması için uygun sınıf ortamı hazırlaması, çocuğun bu zor durumun üstesinden gelmesini kolaylaştırır.
Çocuğun gösterdiği okul fobisi belirtilerinin yoğunluğuna bağlı olarak çocuğun okula alışma süreci desteklenmelidir. Örneğin çocuk uyumlu bir şekilde okula gidiyor ancak sınıfa girmiyorsa, çocuğun sınıfa alışması için öğretmen veli ile beraber iş birliğinde bulunabilir. Bu durumda uygulanan en genel yöntemlerden bir tanesi okul içinde veya okul dışında öğretmen tarafından uygun görülen bir yerde ebeveynin çocuğu bir süre bekleme yöntemidir.
Böylece çocuk ebeveyninin yakınında olmasından, teneffüs aralarında ebeveynini görmesinden cesaret alarak sınıf içerisinde öğretmenine ve arkadaşlarına uyum sağlaması için kendisini daha rahat hissedebilir. Bu süreç ebeveyn-öğretmen işbirliğine dayalı olarak birkaç güne yayılabilir. Son olarak ebeveyn öğretmeninin de görüşünü alarak aşamalı bir şekilde beklediği yerden uzaklaşır ve bu yöntem çocuğun okul fobisini yenmesine yardımcı olabilir.
Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili en çok yanıldıkları konu çocuğun okula gitmemek için rol yaptığını düşünmeleridir. Okul süresi boyunca yoğun kaygı belirtileri gösteren çocuğun eve gelince sakinleşip her şeyin normale dönmesini gözlemleyen ebeveyn bu konuda çocuğun gerçek bir sıkıntısı olmadığı yanılgısına kapılabilir. Ancak okul fobisi adından da anlaşılabileceği gibi daha özgün bir fobidir ve sadece okulla ilgili durumlar söz konusu olunca yoğun şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle çocuğa asla cezalandırıcı ve suçlayıcı bir tutumla yaklaşmamak gerekir. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocukla empati kurmaya çalışarak anlayışlı bir tavır ile konuşmaları bu süreci yönetmede çok önemlidir. Çocuğunda bu konudaki duygularını, endişelerini ifade etmesine yardımcı olunarak çocuğa bu konuda duygusal destek sağlanabilir.
Çocuğun okula alışması için ebeveyn-öğretmen iş birliği içerisinde sözel, duygusal ve davranışsal destek sağlanmasına karşın ortalama bir hafta sürenin sonunda çocuğun okul fobisi belirtilerinde azalma gözlemlenmiyorsa mutlaka çocuk psikoloğu veya ergen psikoloğu gibi bir uzmandan psikolojik destek almak gerekir.
Psikolojik Danışmanlık merkezinde çocukla çalışan her uzmanlar ebeveynlerinde duygu, düşünce ve davranışlarının çocuğun terapi sürecinde çok önemli olduğunu bilirler ve bu önemin getirdiği hassasiyetle beraber aileyi de terapi sürecine dahil edip bilgilendirerek onlarla iş birliği içerisinde olurlar. Öncelikle çocuğun okul fobisi geliştirmesinde problemin kaynağını saptamaya yönelik aile dinamikleri ve ebeveyn tutumları üzerinde çalışılır. Eğer çocuğun okul fobisini yenmede öğretmen iş birliğine de ihtiyaç duyulursa ebeveynin izni alınarak çocukla ilgilenen uzmanımız çocuğun öğretmeni ile de irtibata geçer ve çocuğun okul fobisini yenmede önemli rol oynayan her bir otorite ile beraber hareket etmeyi uygun görür. Böylece çocuğun yaşamında hem ev, hem okul hem de sosyal hayatın içerisinden edinilen bilgiler doğrultusunda çocuğa en uygun yaklaşım yöntemi belirlenir.
Çocuğun okul fobisine neden olabilecek kaygılarını gidermeye yönelik çocuklar için bilişsel davranışçı terapi, kısa süreli çözüm odaklı terapi ve sanat terapisi gibi yöntemler önerilirken, daha küçük yaştaki çocuklar için ise çocuğa uygun olan oyun terapisi yöntemlerinden biri uygulanabilmektedir.
Önerilen tüm bu yöntemler online uygulamaya da açık yöntemlerdir.
Çocuklar doğar, büyür ve okula giderler
Okula giden tüm çocukların yüzlerinden gülümsemenin hiç eksik olmaması dileklerimizle…
Bir önceki yazımıza https://mutluyasam.com.tr/hamilelik-psikolojisi-nasil-olur/ linkinden ulaşabilirsiniz.
İçerikler