Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Fibromiyalji (kas romatizması); sıklıkla, boyun, omuz, sırt ve kalça bölgesinde şiddetli kronik ağrı ve yorgunluk semptomlarıyla karakterize bir kas-iskelet sistemi hastalığıdır. Hayat kalitesini ve insanın günlük işlevselliğini ciddi derecede bozabilen bu rahatsızlık, her yaş grubunda ve cinsiyette görülebilmektedir. Özellikle 25-55 yaş arası kadınlarda daha sık görülen fibromiyaljinin hem fizyolojik hem de psikolojik boyutlarının olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bütüncül yaklaşım ile bu rahatsızlıktan kurtulmak mümkündür.
Fibromiyaljinin oluşumu tek bir nedene bağlanamamakla birlikte; psikolojik, fizyolojik ve benimsenen yaşam tarzı gibi faktörlerin, hastalığın oluşumunda önemli rol oynadığı bilinmektedir.
Bilim insanları, bu durumun kesin nedenini tam olarak belirleyememiş olsalar da, fibromiyaljiyi tetikleyebilecek veya şiddetini artırabilecek bir dizi psikolojik risk faktörünü tanımlamışlardır. Bu risk faktörleri arasında aşağıdakileri sıralamak mümkündür:
Bireylerin günlük yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen fibromiyalji, karmaşık ve çok boyutlu bir rahatsızlıktır. Söz konusu durumun altında yatan nedenler çeşitli olmakla birlikte bilim insanları bir dizi fizyolojik risk faktörünün hastalığın gelişiminde ve şiddetinde önemli bir rol oynadığını belirlemiştir. Bunlar aşağıdaki gibidir:
Bireyin yaşam kalitesini derinden etkileyebilen fibromiyaljinin ortaya çıkışında ve şiddetinde, yaşam tarzı ile ilişkili faktörler önemli bir rol oynar. Bunlar arasında;
Aynı zamanda, soğuk ve nemli hava, gürültü ve aşırı spor/fiziksel aktivitenin de ağrı düzeyini arttırdığı bilinmektedir.
3 aydan daha fazla devam eden yaygın vücut ağrısı görülür. Ağrı sabit olmaksızın, sıklıkla; boyun, omuz, kol, göğüs, sırt, bel, kalça, diz ve bacaklarda hissedilir. Ağrı, normal boyutların üzerinde hissedilir. Bu belirtilerin yanı sıra;
Yukarıda sırlanan belirtiler, herkeste aynı şekilde gözlenmeyebilir. Ancak kas ve eklem ağrıları, verimsiz uykular ve yorgunluk en sık rastlanan belirtilerdir.
Otoimmün hastalıklar temelinde bağırsak duvarı hasar görmüş ve bozulmuş mikrobiyota kaynaklı bağırsak yapısından kaynaklanmaktadır. Fibromiyalji otoimmün bir hastalıktır, uygulanan beslenme değişiklikleri ile hastalığı kontrolünüz altına alabilirsiniz. Fonksiyonel beslenme değişiklikleri ile bağırsak yapısını onararak bahse konu rahatsızlık kaynaklı ağrılar, kronik yorgunluk ve depresif duygu halini azaltabilirsiniz.
Hastalık sırasında yaşanan ağrı tek başına yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda uyku ve bilişsel yetenek gibi temel işlevler üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Hastalar uyku sorunları, hafıza ve konsantrasyonda zorluk ve günlük kronik yorgunluk gibi problemler yaşamaktadırlar.
Peki, fibromiyalji hastaları nasıl beslenmelidir? Beslenme tedavisi ile yaşanılan semptomların etkisini azaltarak yaşam kalitelerini attırmak hedeflenmektedir. Hastalarda vücutta oluşan inflamasyon ve ağrıları antioksidan beslenme planı ile kontrolünüz altına alabilirisiniz.
Beslenme ile ilgili yapılan çalışmalarda son güncel konular arasında geçirgen bağırsak sendromu gelmektedir. Gluten tüketimine bağlı olarak vücutta inflamasyonu ve bağırsaklarda geçirgenliği arttırmaktadır. Gluten, süt ürünleri ve şeker ve bireysel olarak farklı besinlerin beslenmeden çıkarıldığı eliminasyon diyetleri uygulanabilir. Patlıcan, domates, biber, patates gibi sebzeleri bir süreliğine beslenmenizden elimine edip vücudunuzun tepkisini ölçmeniz de oldukça faydalı olabilir.
Kilo fazlalığı olan hastalarda yağ dokusu artışı vücuttaki yangını arttıracağı için hastaların ağrılarını arttırıp yaşam kalitesini düşürmektedir. Bu nedenle sağlıklı beslenme değişiklikleri ile ideal vücut ağırlığına düşürülmelidir. Mono sodyum glutamat (MSG) ve aspartamın olumsuz etkileri olduğundan ve özellikle paketli besinlerde bulunmaktadır. Hastalığın semptomatik tedavisinde beslenmede bu besinleri kısıtlamak etkilidir.
Fibromiyaljide beslenme düzenlenirken meyve ve sebzeler gibi yüksek antioksidan, düşük işlenmiş gıdalar, yüksek lifli gıdalar, yüksek kaliteli proteinler ve sağlıklı yağlar içermelidir. Pancar, enginar, kuşkonmaz, bamya, pırasa, brokoli, ıspanak, lahana, kırmızı soğan, yaban mersini, çilek, kiraz, dut, kırmızı üzüm, kuru baklagilleri bol bol tüketebilirsiniz.
Uyku kalitesi ve vücut ağrıları için kaju, kabak çekirdeği, fındık ve badem gibi magnezyum içeren besinleri tüketmeliler ve takviye almaları önerilmelidir. Mutluluk hormonunu serotonin seviyelerini arttırmaya yardımcı besinleri özellikle avokado, muz ve yeşil çayı günlük beslenme planınıza eklemelisiniz. Fonksiyonel beslenme değişiklikleri ile hastaların ağrı semptomlarını hafifletmiş, uyku düzeninde ve depresyonda iyileşmeler görülmektedir. Hastalık, her bireyde farklı semptomlarla seyredebilir, bu nedenle kişiselleştirilmiş bir beslenme planı oluşturulmalıdır. Siz de bu süreçte Mutlu Yaşam Danışmanlık’ta yer alan uzman diyetisyenimizden destek alabilirsiniz. İhtiyaçlarınıza özel olarak tasarlanmış bir fibromiyalji diyet listesi ile sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Uzun zaman süregelen fizyolojik belirtilerinden dolayı psikolojik rahatsızlıkların (depresyon, anksiyete, tükenmişlik sendromu vb.) ortaya çıkabileceği gibi, psikolojik rahatsızlıklar da fizyolojik belirtilerin oluşmasında rol oynayabilir. Bu nedenle hastalığın belirtileri ve psikolojik sorunlar arasında birbirini besleyen bir ilişki olduğu söylenebilir. Hastaların %30-40’ında psikolojik bozuklukların görüldüğü göz önünde bulundurulduğunda, fizik tedavi gibi yöntemlerle birlikte psikoterapinin de sürece dahil edilmesi daha kalıcı çözüm sağlamaktadır.
Tedavi sürecinde istikrarlı olmak çok önemlidir. İstikrarın sağlanabilmesi ve hastanın işbirliğine girebilmesi için öncelikle fibromiyaljinin ne olduğu, nedenleri, kombine tedavi süreci, süreç içinde dikkat edilmesi gereken durumlar ve tetikleyici alışkanlıklar gibi konularda hastanın bilgilendirilmesi oldukça önemlidir.
Önemli diğer bir nokta ise bedensel ve zihinsel sağlığı bir bütün olarak ele almaktır. Fizik tedavi, tamamlayıcı tıp uygulamaları, beslenme düzeninin yeniden yapılandırılması, uyku hijyeninin sağlanması gibi yöntemlerle birlikte, BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi), EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) gibi etkinliği kanıtlanmış terapi yöntemleri, nefes ve gevşeme egzersizleri, imajinasyon teknikleri de rahatsızlığın yeniden nüks etmemesi için başvurulabilecek psikolojik desteklerdir.
Psikoterapi, bireyin genel bilinç durumunu geliştirerek bireye katkıda bulunmayı hedefler. Fibromiyalji ile baş etmek söz konusu olduğunda da bir uzmandan destek almak her zaman en doğru çözümlerden biridir. Bu sayede bireylerin yolu aydınlanabilir, geleceğe daha umutla bakabilirler. İlgili konuda öne çıkan iki terapi tipi aşağıdaki gibidir:
Hastalar, yaşadıkları belirtileri daha da olumsuz görme eğilimi gösterirler. Kişinin belirtilere getirdiği olumsuz yorumlar daha yoğun olumsuz duygulara ve bunun neticesinde olumsuz davranış biçimlerine neden olur. Özellikle depresyon ve anksiyete üzerinde etkinliği kanıtlanmış olan, Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi sayesinde, kişi belirtileri karşısında gelişen otomatik düşüncelerini, bilişsel çarpıtmalarını fark edip, değiştirebilir. Kişinin gerek içinde bulunduğu duruma, gerek kendisine yönelik çarpıtılmış düşünceleri değiştiğinde, öz-yeterlilik ve öz-denetimde olumlu yönde ilerleme kaydedilir ve kişi çaresizlik, engellenme gibi hislerin yerine olumlu duygular hissederek daha fazla çaba ve işbirliği içine girer.
Hastaların, geçmiş yaşantılarında travmatik yaşam olayları deneyimledikleri sıklıkla gözlenmektedir. Yaşanan travmalar ile fibromiyalji belirtileri arasında önemli bir ilişki vardır. Travmalar üzerinde etkinliği kanıtlanmış olan Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) terapi yöntemi sayesinde, travmaların günlük hayatta devam eden olumsuz etkileri en aza indirilebilir.
Birçok terapi yönteminden farklı olarak, bedensel duyumları sıklıkla sürece dahil eden ve beyne bilateral (çift yönlü) uyarım verilerek gerçekleştirilen EMDR terapi yöntemi, devamlılık sağlandığında ağrı, yorgunluk, uyku sorunları vb. belirtileri önemli ölçüde azaltarak kişinin günlük işlevselliğine kavuşmasını ve hayat kalitesinin artmasını destekleyecek kısa süreli terapi yöntemlerindendir.
İyileşme sürecinde psikolojik destek olmazsa olmazdır. Psikolojik desteğin profesyonel ruh sağlığı uzmanlarınca sağlanması, ruh sağlığı uzmanının diğer branş uzmanlarıyla işbirliği içinde olması, süreci etkileyen önemli faktörlerdendir. Ruh sağlığı uzmanları BDT ve EMDR gibi terapi yöntemleriyle danışanlara; daha gerçekçi düşünmeleri, inanç, düşünce, duygu, beden duyumu ve davranışları arasındaki ilişkinin farkına varmaları, yüksek standartlarını daha gerçekçi beklentilere çekmeleri, stresle baş etmeleri, öz-denetim becerilerini geliştirmeleri, olumlu kendilik algısı geliştirmeleri, geçmiş travmatik yaşantıların bugün üzerindeki etkilerini azaltmaları, güvenli yer, nefes-gevşeme gibi egzersizlerle kişinin kendi kendisini sakinleştirmeleri gibi konularda destek sağlayarak, bütüncül tedavi sürecinin kalıcı sonuca ulaşmasını sağlarlar. Siz de ağrılarınızdan kurtulup, yüksek yaşam kalitesine sahip olduğunuz MUTLU bir YAŞAM istiyorsanız, yanınızdayız.
Bir önceki yazımız için https://mutluyasam.com.tr/mizofoni-hastaligi-secici-ses-hassasiyeti/ linkine tıklayabilirsiniz.
İçerikler