Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Ebeveynler genellikle çocuklarının yanında arkadaşlarının olduğunu görmekten mutluluk duyarlar. Ancak çocuğun yanındaki arkadaşı bir hayali arkadaş ise o zaman ebeveynlerin mutluluklarının yerini kaygılar almaya başlayabilir.
Birçok aileyle yapılan görüşmelerde hayali oyunların ebeveynleri endişelendirmediği halde çocuğun hayali arkadaşının olmasının ise ebeveynleri endişelendirdiği görülmüştür. Oysa ki hayali arkadaşlar birçok çocuğun büyürken hayal dünyasında var olabilen normal bir imgedir.
Hayali arkadaşların ne kadar süre çocuğun hayatında kalacağı ise çocuktan çocuğa değişkenlik gösterir. Bu nedenle hayali arkadaşlar bazı çocuklar için kısa sürede kaybolurken bazı çocuklar içinse ergenliğe kadar hayal dünyalarının içinde kalabilmektedir.
Çocuğun yarattığı hayali arkadaşlar çoğu zaman kendi yaş grubunda kız ya da erkek bir çocuk olabileceği gibi bazen de herhangi bir hayvan, ona endişe veren bir canavar ya da çizgi film figürlerinden oluşmuş bir hayali arkadaş grubu olabilir. Bu nedenle hayali arkadaşlar çoğu zaman çocuk için iyi ve destekleyici olurken bazen de olumsuz davranan ve kötü sözler söyleyen tarzda da olabilmektedir.
Bu çocuklar hayali arkadaşlarını çoğu zaman tanıdığı kişilere gerçek biriymiş gibi ayrıntılı olarak anlatabilirler. Her ne kadar çocuklar hayali arkadaşlarıyla gerçek birisiyle konuşur gibi konuşsalar da aslında çocuklar bu anlattıklarının bir hayal olduğunu, kendisinin hayal ettikçe var olduğunu ve tüm bunların gerçek olmadığını bilirler.
Buna karşın çocukların hayali arkadaşlarına hissettikleri duygular gerçektir ve onun kaybolmasından, yok olmasından dolayı gerçekten fazlasıyla endişelenip üzüntü duyabilmektedirler.
Erken çocukluk döneminde ise çocukların gelişimi çok farklıdır. Çocuklar erken gelişim döneminde canlı-cansız ayrımı yapamazlar ve büyüsel düşünceye inanırlar. Bu dönemde çocukların başka nesneleri oyuncak gibi kullanıp oynamaları, peluş oyuncaklarına ya da bebeklerine isim vererek onlarla konuşmaları aslında çocukların ne kadar da geniş bir hayal dünyasına sahip olduklarını gösterir.
Bu nedenle çocukların hayali arkadaşlarla konuşmaları onların psiko-sosyal gelişiminin bir parçası olarak kabul edilir. Çocuklarda 6 yaşa kadar gelişimsel olarak hayal ile gerçek arasındaki sınırlar biraz bulanıktır. Ama 6 yaştan sonra aynı erişkinlerde olduğu gibi çocuklar da hayal ve gerçeği birbirinden ayırmaya başlarlar.
Çocukların hayali arkadaşları genellikle 3-11 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. Bu hayali arkadaşlar çoğunlukla 7 yaştan sonra kaybolsa da kimi zaman ergenlik döneminde de devam edebilmektedir. Özellikle de aileler çocuğun var olan hayali arkadaşını çocuğu üzmemek adına gerçek bir aile üyesi gibi benimserlerse o zaman çocuğun yaşamındaki hayali arkadaşın var olma süresi de gittikçe uzayabilir.
Birçok kişi hayali arkadaş edinmenin çocuğun yalnızlığıyla bağlantılı olduğunu düşünse de yapılan araştırmalar bu açıklamayı desteklemez niteliktedir. Bu araştırmalar düşünülenin tam aksine hayali arkadaşların çocukların birçok duygusal gereksinimini karşıladığını ve onların psiko-sosyal gelişimine de katkıda bulunduğunu ortaya koymaktadır.
Bu nedenle birçok arkadaşı olan sosyal ilişkileri kuvvetli çocukların da hayali arkadaşlarının olabildiği görülmektedir. Bu durum ise arkadaşı olan çocukların neden hayali arkadaşlara ihtiyaç duydukları sorusunun cevabını daha da merak edici kılmaktadır.
Bu sorunun cevabı çocuğun büyürken günün her saati ve dakikasında psiko-sosyal gelişiminin gereksinimlerini karşılamaya çalıştığı süreçle ilgilidir. Bu süreçte çocuk, arkadaşlık ilişkisinden karşılamaya çalıştığı sosyal ihtiyaçlarını her zaman gerçek arkadaşları yanında olamadığı için karşılayamamaktadır.
Yani bir çocuk gece uyumadan önce arkadaşıyla konuşmak ve birbirlerine masal anlatmak ihtiyacı hissedebilir. Ancak her çocuğun kendi evinde olduğu uyku saatinde çocuk bu sosyal ihtiyacını gerçek arkadaşından karşılayamaz. Bu durumda çocuğun psiko-sosyal gelişimine katkı sağlayacak bu ihtiyacını karşılayan hayali arkadaşlar devreye girer ve çocuğun o saatteki duygusal gereksinimlerinin karşılanmasında yardımcı rol oynarlar.
Böylece hayali arkadaşlar çocuğun yaratıcılığını ve hayal dünyasını geliştirirken kimseye ihtiyaç duymadan kendi kendine oyun kurmayı ve kendi kendine yetebilmeyi öğrenmesini de kolaylaştırır.
Çocuklar hayali arkadaşlar sayesinde iç dünyalarında hissettikleri sıkıntıları yaşadıkları duygularla ilişkilendirip anlamlandırmaya ve bu duyguları dışarı yansıtarak onlarla baş etmeye çalışırlar. Böylece kendi sorunlarını hayali arkadaşlarına anlatan çocuklar ailelerine söyleyemedikleri dertleri olduğunda ya da ailesinin desteklemediği bir isteği karşısında duygu yönetimi yapmayı öğrenerek problem çözme becerilerini de geliştirebilirler.
Hayali arkadaşın çocuğun yararına olduğu en önemli durumlardan bir diğeri ise travmalar ve korkulardır. Çocuklar yaşadıkları travmalardan ve korkulardan çoğu zaman hayali arkadaşlarına sığınarak, hayali arkadaşlarının desteğiyle kurtulabilirler.
Kimi zaman ise çocukların hayali arkadaşları çocukların gerçek dünyasında günah keçisi görevini üstlenebilirler.
Bu durumda çocuk, kendi yaptığı yaramazlıkları ya da olumsuz şeyleri hayali arkadaşının yapmış olduğunu söyleyerek ebeveynlerinin kendisine kızmalarını önlemek için suçu hayali arkadaşının üstüne atabilir. Böylece hayali arkadaş, çocuk tarafından aileye karşı koruyucu siper olarak kullanılır. Bunun sonucunda çocuklar oluşturduğu hayali arkadaşlar ve hayali arkadaşlarıyla oynadıkları oyunlar sayesinde yaşadıkları sorunlarla baş etme mekanizması oluştururlar.
Kızım Eda’nın 5 yaşındayken bir kız, bir de erkek görünmez bebeği (hayali arkadaşı) vardı. Kızım her gün hayali bebeklerini besler, yatırır ve onlar için doğum günü kutlamaları yapardı. Bu hayali bebekler bazen bir ya da iki yaşlarında, bazen üç-dört yaşlarında bazen ise daha büyük olurlardı. Yani bu hayali bebeklerin yaşı kızım tarafından hep değiştirilirdi.
Çoğu zaman ailecek bir yere giderken bu hayali bebeklerin biri ya da ikisi birden Eda’nın elinden tutup bizimle birlikte gideceğimiz yere kadar gelirdi. O zamanlar Eda’ya dışarıda baktığımda Eda’nın eliyle birisinin elini tutarmış gibi davrandığını görebilirdim. Bazen Eda hayali bebekleriyle ilgilenemeyecek kadar meşgul olur ve başka birinden gerçekmiş gibi onlarla ilgilenmesini rica edebilirdi.
Bir gün kız olan bebeğinin büyüdüğünü ve öldüğünü söyledi. O gün Eda bize “Bebeğim yerde yatıyor, hareket etmiyor, kalbi atmıyor, o öldü. Artık sadece tek bir bebeğim var” dedi. Ertesi gün ise Eda’nın yine iki bebeği vardı. Yani dün öldüğünü söylediği hayali bebeği ertesi gün gene onun hayal dünyasının içinde var olabilmişti.
Bu örnekten yola çıkarak bir çocuğun hayal dünyasında neler olduğunu analiz edersek, aslında Eda’nın her yıl yaş alarak nasıl büyüdüğünü, ilişkilerdeki bağlılığı nasıl sürdürdüğünü, hayatı ve ölümü anlamak için hayali bebeklerini kullandığı söylenebilir.
Eda, hayali bebekleriyle gerçek biri gibi konuşsa da aslında gerçek olmadığını bildiği için çocukların en korktuğu konulardan biri olan ölümü oyun yoluyla hayali bebeğinin üzerinde gözlemlemeyi denemiştir.
Böylece Eda, kendisi için soyut kalan ölüm kavramını somut şekilde anlamlandırmaya çalışmıştır. Bu süreçte Eda’nın hayali bebekleri sayesinde dünyayı daha iyi anlamaya çalıştığı, bazı olayları kontrol ederek rahatlayabildiği ve erken çocukluk korkularından biri olan ölüm korkusuyla da başa çıkabilmeyi kendine öğretmeye çalıştığı görülmüştür.
Çocuğun hayali arkadaşlarına karşı ebeveynlerin yansıttıkları tutumlar çok önemlidir. Öncelikle her ebeveynin çocuğun hayali arkadaşını çok iyi tanıması gerekir. Çünkü çocuğun hayali arkadaşını iyi tanımış olan ebeveynler, çocuklarının isteklerini, beklentilerini, korkularını, kaygılarını ve daha birçok duygusunu daha iyi anlayabilirler.
Örneğin çocuk yaptığı olumsuz davranışlar yüzünden ebeveynlerinin kendisine kızmasının önüne geçmek için hayali arkadaşlarını kullanıyorsa o zaman ebeveynlerin bazı tepkilerinin çocukta kaçınma, saklama, inkar gibi davranışları ve kaygı ile korku duygusunu pekiştirdiği düşünülebilinir. Bu durumda ebeveynlerin çocuğa karşı tutum ve üslup değişikliği göstermeleri gerektiği söylenmelidir.
Bu konuyu daha somut bir örnek üzerinden açıklamaya devam edersek farz edelim ki bir çocuk aslında yanlışlıkla kendisinin kırdığı vazoyu gören annesine vazoyu kırdığını inkar ederek vazoyu aslında hayali arkadaşının kırdığını söylüyorsa bu durumda çocuğun yanlış bir şey yaptığında da bunu ebeveyniyle rahatça konuşabilmesi için çocuğa bu konuda “Benim için sorun değil, kim kırmış olursa olsun burası nasılsa temizlenecek. İstersen temizlenmesinde sen de bana yardım edebilirsin” gibi açıklamalarda bulunulması önemlidir.
Bu gibi açıklamalar sayesinde çocuğun suçluluk ve inkar duygularından kurtularak kendini daha rahat ifade etme becerileri de gelişir.
Eğer ebeveynler çocuğunun hayali arkadaşının onun hayatındaki yerini ve amacını anlamakta zorlanıyorlarsa çocuğun psiko-sosyal gelişimine zarar vermemek için mutlaka ebeveyn danışmanlığı ile çocuklar için oyun terapisi desteği almaları önerilir.
Aksi taktirde çocuğun hayali arkadaşına yönelik yaptığı davranışların neye hizmet ettiğinin doğru anlaşılmaması sonucunda ebeveynlerin gerçekte var olmayan birisiyle konuşan çocuklarının psikolojik durumuyla ilgili kaygıları artabilmektedir. Artan kaygılar sonucunda ebeveynler çocuğa hayali arkadaşının olmadığını ispatlamaya çalışabilirler. Bu durum ise çocuğun hayali arkadaşından karşıladığı gereksinimlerde tatminsizlik ve duygusal eksiklik oluşturarak çocuğun psiko-sosyal gelişimine zarar verebilir.
Eğer ebeveyn olarak sizlerin de çocuklarınızın hayali arkadaşlarıyla ilgili kafanız karışıksa Mutlu Yaşam Psikolojik Danışmanlık Merkezi Ailesinde yer alan uzmanlarımızdan destek almayı ertelemeyiniz.
Çünkü hiçbir çocuk ertelenmeye gelmez.
Sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileriz.
Önceki yazımıza https://mutluyasam.com.tr/cocuk-gelisiminde-babanin-rolu-ve-onemi/ linkinden ulaşabilirsiniz.
İçerikler