Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Adres
Cumhuriyet Mah. Dekanlar Sok. No:2 D:1 Süleymanpaşa-TEKİRDAĞ
Danışan Destek Hattı
0850 307 57 22
Paranoid Kişilik Bozukluğu (PKB), “eksantrik” bozukluklar grubuna giren bir kişilik bozukluğu çeşididir. Bozukluğun eksantrik olabilmesi için kişinin davranışlarının çevredeki kişilerce garipsenmesi ve olağandışı bulunması gerekir. Ancak paranoid kişilik bozukluğu, günümüzde “Sen de çok paranoyaksın yahu!” şeklinde insanların birbirlerine karşı söyledikleri imalı cümleler kadar basit değildir. Erken yaşlarda gelişen bu bozukluk kişinin kendisi ve çevresindekiler için oldukça tehlikeli hale gelebilmektedir.
Paranoyaklar;
Paranoid düşünce yapısının nedeni tek bir faktöre dayandırılamamakla birlikte bireylerde görülen bu bozuklukta genetik, biyolojik, nörolojik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu bilinmektedir. Yapılan araştırmalar genlerin veya beyindeki olası bir bozukluğun paranoid kişilik bozukluğuna neden olabileceği gibi yetiştirme tarzının ya da erken yaşlarda yaşanan travmaların da paranoyanın gelişmesine neden olabileceğini göstermektedir.
En yaygın kişilik bozukluğu türlerinden biri olan paranoya, genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde gelişir. Erkeklerde kadınlara oranla daha sık görüldüğü sonucu araştırmalardan elde edilen veriler arasındadır.
Kendilerinde sorun olmadığını düşündükleri için genellikle yakınlarının başvuruları üzerine psikiyatri uzmanlarına veya uzman klinik psikologlara gelen paranoyak kişilerle izlenen yöntemlerden en sık kullanılanı psikoterapidir. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) paranoid kişilik bozukluğunda etkili olduğu bilinen ve sıklıkla kullanılan psikoterapi yöntemlerinden biridir.
Bazen psikoterapi sürecine ilaç tedavisi de eşlik edebilmekle birlikte, paranoyak kişiler şüpheci yaklaşımlarından dolayı ilaç tedavisine sıcak bakmayabilirler. Birçoğunun ilaçların yan etkilerini abarttığı da gözlenmiştir. Ancak kişinin önce ilaç tedavisine başlaması ve ilaç tedavisi ile semptomlar yatıştırıldıktan sonra psikoterapiye başlanması daha uygun ve sağlıklı sonuç verebilir.
Paranoyak kişiler, genellikle şüphelerini mantığa bürüyerek dile getirdiklerinden dolayı bazen desteğe başvurmada geç kalabilmektedirler. İş, aile ve sosyal ilişkilerde fazlasıyla zorluğa ve ciddi problemlere sebep olabilen paranoid kişilik bozukluğunun erken teşhis edilmesi süreci etkileyen önemli faktörlerden biridir. Şiddete meyilin de gözlendiği ve çevreleri için tehlike arz edebilen paranoid kişilik bozukluğuna sahip bireylerin doğru ve etkili müdahale ile rahatsızlıktan kurtulmalarının mümkün olduğu kanıtlanmıştır.
Mutlu Yaşam bünyesinde çalışan birçok psikoloğumuz, paranoid kişilik bozukluğuna sahip danışanlarına doğru ve etkili müdahalelerde bulunmak üzere yetkin ve deneyimlilerdir. Paranoid kişilik bozukluğuna sahip danışanlarla çalışırken, terapi sürecini en çok baltalayan faktörlerden biri de danışanın kişilik bozukluğuna sahip olduğunu kabul etmemesidir. Bu danışanlar düşük iç görüye sahip olduklarından dolayı rahatsızlıklarını kabul etmekte ve iş birliğine girmekte güçlük çekebilirler. Bu noktada psikologlarımız danışanlarına psiko eğitim vererek rahatsızlıkları ile ilgili onları bilgilendirir ve iç görü kazanmalarına yardımcı olurlar. İç görüsü artan danışanın iş birliğine girmesi de kolaylaşır ve böylece terapi süreci daha rahat ilerler.
Paranoid kişilik bozukluğuna sahip danışanlarla terapi sürecindeki diğer bir hassas nokta ise; danışanların terapistlerine karşı şüpheci yaklaşmaları ve kendilerini açmakta güçlük yaşamalarıdır. Danışan ile terapist arasındaki terapötik ilişkinin %70 iyileştiriciliğe sahip olduğunu düşündüğümüzde danışanların ilaç tedavisi sonrasında terapi almaya başlamaları tedavileri için de oldukça önemlidir. Psikologlarımız, danışanlarının kendilerine güvenebilmeleri için gerekli zamanı danışanlara tanır, onların hızına göre hareket eder ve bu süreçte terapötik ilişkinin temellerinin atılmasına destek olur. Terapötik ilişki kurulup danışan terapiyi kabul ettiğinde psikologlarımız, etkinliği kanıtlanmış yöntemlerle terapi sürecinin aşamalarını sürdürürler.
Psikologlarımız, paranoid kişilik bozukluğuna sahip danışanların sıklıkla kullandıkları kişiselleştirme, suçlama gibi olayları yorumlama biçimlerinin birer düşünce çarpıtması olduğunu kendilerine öğretirler. Böylece terapistler danışanların gerçek dışı düşüncelerini fark etmelerini, daha gerçekçi düşünmeyi alışkanlık haline getirmelerini, işlevsiz davranışlarını fark ettirerek daha işlevsel davranışlarla değiştirmelerini ve kendi kendilerini rahatlatmalarını sağlamak üzere gerekli tekniklerden faydalanırlar. Bunları yaparken nihai hedef, danışanın sosyal iletişim becerilerini ve özgüvenini geliştirmek, kişilerarası duyarlılıkları ile saldırgan davranışlarını azaltmaktır.
Psikologlarımız, danışanın günlük hayatında da şüpheci ve güvensiz hissettiği durumlarda zihinlerinden geçen gerçekdışı düşünceleri not etmelerini, kanıt ve karşı kanıt bulma gibi tekniklerden faydalanarak danışanların kendi kendilerine yersiz şüphelerini çürütmelerini sağlamaya yönelik ev ödevleri verirler. Seans içinde ev ödevlerini danışanlarıyla birlikte değerlendiren psikologlarımız, böylelikle danışanların günlük hayatlarındaki duygu-düşünce-davranış döngülerini de daha kolay takip etme fırsatı bulurlar.
Psikologlarımız, genellikle ilişkilerde ciddi problemler yaşayan paranoid kişilik bozukluğuna sahip danışanlarının ilişkilerindeki döngüleri fark etmelerini sağlamaya çalışırlar. Bu döngülerin nelerden kaynaklanabileceği, danışanın hangi düşünce ve davranışlarının bu döngülere hizmet edebileceği ile ilgili danışanların farkındalık kazanmalarına yardımcı olurlar. Buna ek olarak, sağlıklı ilişki kurmakta güçlük yaşayan paranoid kişilik bozukluğuna sahip danışanlar için terapist ile danışan arasında kurulan terapötik ilişki bir referans niteliğindedir. Bu nedenle terapistin terapi sürecindeki rolü oldukça önemlidir.
Psikologlarımız paranoid kişilik bozukluğuna sahip danışanlarının sosyal ve ikili ilişkilerinde olumlu değişimlerin olduğunu, kendilerini sakinleştirme ve daha gerçekçi düşünme becerilerini kazandıklarını gözlemlediklerinde danışan ile ortak karar vererek bir bitirme seansı planlarlar. Bitirme seansında danışanın terapi sürecine başladığı günden bugüne kadar geçtiği aşamalar, kaydettiği ilerleme ve kazandığı beceriler ile ilgili kapsamlı geribildirim verilerek terapi süreci sonlandırılır.
Bu yazımızda paranoid kişilik bozukluğu nedir sorusunun cevabı hakkında bilgiler verdik. Bir önceki yazımıza https://mutluyasam.com.tr/otizm-spektrum-bozuklugu-nedir/ linkinden ulaşabilirsiniz.
İçinizi kemiren şüphelerden kurtularak daha mutlu yaşamak için bizler de MUTLU YAŞAM Ailesi olarak sizlerin yanındayız.
İçerikler